7
Yorum
29
Beğeni
0,0
Puan
701
Okunma
ben bu sevdanın gözlerini kendi elimle oydum
bırakın ağladığı yerde dönsün dursun semazen misali
elbet yorulup dizlerinin üstüne çökecek.
bu aşkı veresiye almamıştım ki borcum olsun
üzerime zimmetli ne kadar demirbaş anı varsa
başkasına devrettim
biraz da o ezilsin hayırsız aşkın altında
kemikleri sızlasın
bozulan her günü yıkasın kanlı yaşıyla
havlu attığım bu ringten ayrılırken
yüzümde bir damla morluk dahi yok
ne de olsa bir yumruk yemeden pes ettim zamanında.
kimse bana
sevdadan geçilir mi demesin
böyle bir yari olup da katlanacak olanın alnını karışlarım
bilirim uzun ömürlü değil hiç bir aşk
acısı da ömürlük sürmez nasılsa
koynuma aldığım siyah saçların ağaracağını da bilirim
aslında aşkın körkütük sarhoş halini severim en çok
yalpalayarak gezer boş kaldırımlarda
ışık gözünü aldığı için hep karanlık köşeleri seçer
öpülesi dudaklar titrer üşüyerek
ve dumansız da tüter gönül bacası
kurum bağlar içerisini
ve temizler her bahar kapısını
ıslanmadan gözleri.
alışkınım vesselam
acının sararttığı yüzümü bir damla gülücükle yıkamaya
bu vazgeçiş kendimden değil
geceyi zamansız kucaklayan şafak türkülerine
bulutlar sıra sıra geçer üstümden
ilk uyanan martı çığlıklarıdır güne
bir de yaralı yüreğimin gözleri.
sonuç
yıkadık elimiz aşktan.
Ayvazım DENİZ