ORDA KALMAYAN KÖYE
ordaki köy orda mıdır hâlâ
izleri kalmış mıdır hayatın sevdalı türküler güneşe karşı ve aya dudaklarında mıdır nurhayatın memik emmi bir sarı altın daha sarar sarılık bıyığında ..................sarılık avurtlarında .....................................sarılık gözlerinde bir sarı beşibirlik takamamış ellerinde sarılık duman gözlerini kamaştırır içinden bir gizli türkü tutturur güya bakmaktadır aynı aya uzaktaki köyde helkeleriyle salınan nurhayata kırklık ampul ışıtmakta mı sarartmakta mı odayı kazınmakta kireç .................altından sırıtmakta kerpiç .....................................................sarı sarı saçları kararmış bebeler umursamadan dünyayı kovalamaktalar memik’in kafasından yaylayı suları soğuk yolu çetin lambası idare ............................................kadını nurhayat ................................................... bir hayat ah şehir takılıp çarkına feleğin geldik koynuna atlarız sandık ateşinden nevruz ateşinden atlar gibi okyanusun bittiği yerdi kılıçlarımızı duvara astığımız ya şimdi kuşanmak zordur yeniden dirgeni ve yabayı yıkıp da yolsuz yolaksız iki göz odayı varmak ordaki köye bir tümseğe oturup nurhayatı bulmak ötekinde DİP NOTU ordaki köy bir şarkıdır anca ..........................hayat duvarlarla kuşatılınca anca kendin duyarsın sesini kalabalık sokaklarda özlersin toprak dolu dudaklarında sesini nurhayatın (Demek Vakit Erkendi, 36-37) |