7
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1248
Okunma

Bir ıhlamur mevsiminin içinden
Yürüyerek geleni sus
Bir kapı çarpıntısı gibi konuşmadan
Meclisin etini kemiğini soy
Sonra söyle ruhunu
Tazyikli bir debdebeden geçerek
Konu misal ölümün silsilesi olsun
Bir dudağı yerde bir dudağı gökte
Açsın ağzını sıkıysa nefer
Cebren ve hileyle tutulması yok ölümün
Gerçek bir mızrak gibi deler geçer makamı
Tinerci mezarında uyandı çoğunun aklı
Bu yüzyılın başında
Çocukluğunu bilmeden
İrin gibi sıkıldı toprağın sinesinden
Şefkatsiz gözlerini yummaksızın
Bir makaradan boşanırcasına
Şimdi muşamba bir zeminde
Dur durak bilmeden akıyor hayatımız
Yar hanesinde taşı yastık eyleyen
Yok kalbinin başına
Bir taş lahit adanmış da omuzlarına
Sürükle babam sürükle
Beleş bir nefes bulmak adına
Nar tanesi nur tanesi
Bir tanesi yok kavgaların süsünde
Ne kadar sevmek o kadar hüzün
Naylona sarılı bu zamanda
Bulmak kabil değil
Üşenmeksizin daha çok seveni
Sadağı boşalan en öne koşuyor
Daha çok ölmek için
Dur diyen bu mecrasız akana
Tuhaf bir sükutu bürünmüş
De/isyansız geliyor hayata
Şehrin su şebekesinin
Plastik borularından akarak