...AYRILIK YAMAN SEVDA...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ...... hayat ne kadar nankör...ne dur biliyor ne durak....ne neşe biliyor ne hüzün...bildiğince akıp gidiyor....yokuş aşağı hızla yuvarlanıyoruz.....kaç günümüz kaldı bu hayatta ,kaç söz çıkacak ,kaç nefes daha alabileceğiz ?..neyin kavgaları,neyin sitemleri ? neyin telaşları ?..Neden güzel güzel geçinmek,paylaşmak,bölüşmek varken zor olanı seçeriz ? Sevgiliyken kaprislerle,dedi-demişlerle,ona yazdın,buna bunu söyledinlerle azaba çevirir ve kopma noktalarına getiririz güzel hayatı ? Yada,çok çabuk tüketip sevgiyi,kapyı aniden çarpı veririz sevdiğimizin yüzüne? Kırarız kalbini,mavi umutlarını,gecelerini,gündüzlerini zehir ederiz ve bunu bildiğimiz halde genelde pekte oralı olmayız..ne geri döneriz ne de çekip gideriz..Bu örneği sadece sevgi için değil,arkadaşlık,dostluk konularında da çok yaparız.Şöyle bir dikkat edin lütfen çevrenize,o kadar çok mutsuz insan var ki çevremizde..Ben sonuç olarak şuna bağlıyorum:şişmiş ogo’lar,”ben” merkezli yetişme tarzının bunda çok büyük payı var…oysa ne güzel demiş yunus: “malda yalan,mülkte yalan,var birazda sen oyalan.” Seven-sevilen,dostluğa önem veren bütün gönüllere selam olsun… Bir Ocak Akşamı Çökmüşüm Pencere Kenarındaki Kanepeye “sen” kokulu bir karanlığı günaydınlıyorum bütün kuşlar tünemiş çatı kenarlarına ve ben asılmışım sigaramın dumanında hayatın koluna Özlemin “ağır bir roman” yüreğimde Hadi, kaldır mesafeleri aradan Düş gözlerimin mahcup sevdasına Yak ! Beni garipliğimin acı sözlerinden İki yüzlü bir ay ışında döndür beni kendine Cebimdeki bozuk paralar gibi harca , Boz bulanık rüyalarım gibi dağıt beni Gir rüyalarıma Girmedin nedense… Bak,eskitilmiş gecemde gitti gölgemle birlikte Dilsiz bir ayrılığın kapısındayım Şafağa kurban edilen Karanlığın feryadı ne ki benimkinin yanında Her yanı sensizlik kokan bir ayrılığın adımları Galip dayandı kapıma Yüreğimde ,fırça yemiş bir sevda En son kalktığında masadan Serseriydi, sarı sarıydı Yıkımın gözlerini taşıyordu bakışların Patır patır dökülüyordu yıldızlar gökyüzünden Hüzzâm bir geçmişe doğru gıcırtıyla kapandı kapı ardından Üflenen bir ney’in nefesinde eriyordum suskunluğumda Sonra, hüzünlü bir şarkı yürüdü dudaklarıma Islıklarımın titrediğini gördüm Eşgâlsiz bir dert yumağı bırakıldı ellerime Sevda tüten gözlere yerleşen ayrılık gibi Yerleşti hüzün sarsa sarsa bütün bedenime Döndüm sırtımı seni ardımda bırakarak Koştum Koştum Hâlâ Koşuyorum Peki sen ? Sen kör müsün ? Yoksa sağır mı ? Kalbimin hıçkırıklarına… … Yorgunum Uyumak istiyorum Bu durumun beni çok sarstığını biliyorum Ayrılık yaman sevda .............S.ALTUNBAŞ...05 MART 2016... |
Ve Suna Tanaltay'ın sevgi üzerine bir yazısını hatırladım yine..''Sevgi Alış-veriş değildir der,Veriş alıştır..''
Egosu olmayanlar için geçerli tabi ki...
Saygılarımla hocam yüreğinize sağlık.