GİDERKEN ( ÇOCUKLUĞUM )
sallanan atla gidilir mi uzaklara.!
.. gidiyordum sarı sıcak günden ayrılmış karanlığı küflü bir zaman almıştı hangi peronun yalnızlığına sığınsam hangi limandan kalksam uzak bir sessizliğe yada hangi otobüsün buğusuna binerek gitsem derken.. kahrolası kentin arka kapısında yakalandım çocukluğuma.! farklı bir resimle çıksaydı karşıma, öyle yıkık durmasaydı vurmasaydı alnına yetim ayın öksüz ışıkları gözlerinde annemin gülüşü olmasaydı dolmasaydı yanak çukurlarına tuzlu yağmur babam, babam Haziran kokmasaydı ve düşmeseydi dudaklarından o ilk yazdığım "ÜŞÜMEK" şiiri kafamı aralığın pusuna vura, vura gidecektim.. hep o içine kapanık haliyle sırtında çabuk büyümüşlüğü ve saçlarına karışmış rüzgarı görünce cebimden çıkardığım bir düşü verdim ona bir ihtimaldi zaten bildiği, bilmediği herşey saklambaçlara saklayıp, kaybettiği vakitlerde sarkaçlar altına tünemiş umutlarda bulurdu kendini kimselere söyleyemediği o sübyan keder oyunlarıyla en çokta kirpiklerinin ucuna astığı bayramlarla mutluydu hiç öyküsü olmadı mesela kırık dökük utanmalar içinde saplantılı masallarda koşardı dizlerinde yaralar kabuklarını soyduğu yaz rutubetlerinde acı duyumsamanın değişik renklerini öğrenmeye başladı canını yakıyordu aşk sandıkları canını yakıyordu yedinci yaşı canını yakıyordu ölü bir adamın duvardaki yakışıklı fotoğrafı bana, geçmişten olan en zararsız olandı ve gidiyordum paslı sokak tabelasına kirli camekanlara çingenelere caminin bankına lal bakışlı sahile hoşçakalın diyerek toz, toprak yuttuğum sevgi seslerinden aklımdan, fikrimden, zihnimden geçip yüreğimin şark sürgününe atıyordum beni olası hayaller kurduğum katıksız ömrümde bir çocukluğuma sahip çıkamadım ön yargılı hurafe alışkanlıklardan boynu bükük suskunluklardan yasaklı bir yaşamın yasaksız uçurumundan onu almadan bırakıyordum bütün hüzünleri / anladım ki büyüdüğünde çocukluğun ölmezmiş / denizin tersine akan sularına yaslanarak bir çiçeğin özünden süzdüm elverişsiz zamanı gidenler gelmiyor, gelenler hayal yıkıyor dillere yapılmış balkonlardan yalanlar düşüyor ve gitmek insanın sadece kendini terketmesi oluyor.. boşverdim kandırdığım gitmelerde ki ucube düşleri onca talan onca ihanet onca resmiyetsiz boşlukta bana çocukluğumu armağan ederek kaldım bu kahrolası kentin sessiz anılarında .. bir daha çocuk olmaktı belkide o lanet okunan hayata bir çift gözle tutunduğun kayboluşlar..belkide! Bülent ASLAN (aslan bülent) **** Edebiyat Dünyası seni asla unutmayacaktır. Bir köz düşürdün yüreklere. O nefis şiirlerin birer anıt gibi çakılı kalacaktır belleklerde. Şiir pek sevmem lakin sen ve şiirlerin en sevdiklerimin başında geliyordun. Siyah bulutlar içinden yağsın bütün yıldızlar üstüne Can Bülent Aslan. |
şahane bir şiir düşmüş gecenin yüzüne.beğeni ile okudum değer bulduğu yere gelmiş verdiğiniz emekleriniz..nice güzel şiirlere..selam ve sevgiler bıraktım kucak dolusu. sonsuz saygılarımla devrim hocam....hoşçakalınız....