Buhrandan sıyrılıp...
(astokriş)
Buhrandan sıyrılıp da aşk istikametine İz yok mu ki katlanıp gireydik zahmetine Zahirî melalinden aşina hikmetine Nihayî olmayaydı ayrılıkda kararın Ezelde ve ebedde görünmeye firarın Denize dağa değil bana olur zararın Eline vereceğim çiçekler hürmetine Nasıl bakarız sonra sızlayan demetine Miyadında saadet olmadı nasıl dersin Umruna takılmayan aşkın hakkını yersin Tenime ilaç sensin, gözümde sim-ü zersin Leyla bile Mecnun’u bu kadar üzmemişken Umudları kırıp da neden beni üzersin O hayalin peşinde koştuğum zamanlar var Lambalar kararmadan çatlayıverdi duvar Meçhulün ilk noktası, malumun başlangıcı Altun kalbli bir kulun bünyesini titretir Ya da uzaklara göçen kumruyu kırlangıcı Ağlatmakla eğitir, ıstırabı öğretir Lacivert düşlerimin sultanı olacaksın Itır kokan saçınla gönlüme dolacaksın Meramıma kızsan da sevgimi bulacaksın Şubat 2016, Almanya. |
Melal : can sıkıntısı, üzüntü, dert.
Değerli ustam; sim ü zer kaleminden nefis dizeler okudum. Akrostiş şiir yazmak kolay gibi görünse de, oldukça zordur. Bir defa; dörtlük, hece ve kafiye konusunda oldukça zorlar yazanı. Zaman zaman ben de yazmaya çalıştım, oradan biliyorum. Hatta yıllar önce akrostiş bir şiir yazdığımda, öyle bir şey yaptım ki, değil Türkiye'de, ülke sınırlarını aşan, belki de dünyada bile ilk olan bir yazım tarzıydı bu. Şöyle ki; ilk mısralar hangi harfle başlamışsa, son mısralar da o harfle bitiyordu ve aynı zamanda hece şiiriydi. Tabi ben yazdığım o şiiri bir değerli arkadaşıma hediye ettiğim için, bende bir örneği kalmadı ve böylece sadece yazmakla yetinmiş oldum.
Ustalar akrostiş şiirleri de, serbest şiirleri de, hece şiirlerini de ustaca yazarlar. Bu anlamda sizi eleştirmek mi? Asla.. asla... asla.. Ben her daim çırağım ve her daim hamım. Daha fırın ateşine girmedim, yanmak da maharet ve sabır ister. Usta olan sensin ağabeyim...
Saygılar...