yıllar sonra...
yıkıp yıkıp yeniden örüyorum surlarımı
aklımda eskilerden kalmıs az kullanılmıs bir sevdadan kelimelerle bundan yıllar sonra baskalarına gururla gosterebilecegim turden yara izlerim yok benim izini tenime bırakanların defterinde isminin üzeri cizilmişlerdenim unutulmaya yüz tutmuş ama unutulmamak icin yüzsüzlük yapan eski sevgili gibi durup durup yeni sevdalarıma yalakalık yapıyorum ucuz bir fiyaka bu duydugum alkış seslerini hissedemiyorum artık söyleyemedigim sözleri umursamıyor nerde kırılan bir kız cocugu görsem icim tuhaf olmuyor yutkunamıyorum... bunca zamandan sonra geri dönüşlerin belki de kendi acımı unutmak icin senin acılarını dinlemek isteyişlerim sabah olur gecer, gece olur sabahı beklerim diyorsun... sonra sabah olur ve gecer... şair diyorlar artık bana ben içimi kanatıp yazdıkca, adam diyorlar yazdıgım her kelimeyi üstüne alınanlar.. yorgunum artık üstünde durmuyorum olan bitenin kendimi seviyorum artık son gunlerimi kendimle gecirmek tüm bu kargasanın icinde kafamı dinlemek.. sana hayrandım ben yazdıgın her kelimenin kör tutsağı boynunda zincirleriyle kürek mahkumu gibi ben sana yazdım baska kadınlar cok begendi baska kadınlar cok begendi diye sana yazmaya devam ettim senden sonra kalanları biriktirip bir resmini yaptım resmine yazdım bir an’dın belki hayatımda.. en buyuk yangınlarıda baslatan bir kıvılcım değilmiydi her zaman? kelimeler... ikimizin elindeki tek kalan ve en cok olan değil mi? kullanmayı bilenin kapısından girebilecegi bilmeyenin zaten işi yok bu dehlizde hic dusundun mu bu kadar derinde kac kişiye rastladın? seni son gordugumde aglıyordun o gunden beri satırlarım ıpıslak benim ve bununla bir ilgin varmı bilmiyorum hatta sana yuklesem bunun sorumlulugunu ve sen bilmesen sorun olur mu... sonradan inkar etsem bakışlarının buğusunda yalnızlıgım senden sonra ne cok agladım ben susmaya calıstıkca avazım cıktıgı kadar bagırdıgım sesimin gömüldügü bu duvarların benden sonra hangi sevdaya tanıklık edecegini bilmek isterdim hangi aşkın ateşinde kurutulurdu eski bir sevdanın ıslaklıgı.. zekanın karsısındaki eksikligimi kapatabilmek icin hep gereginden fazla konustum hayatımda kac kadın oldugunun ne önemi var.. harcamalarım ne kadarın üzerinde olursa ekstra bonus alabilirim sen karsısında egildiğim tanrıçam dizlerine kapanıp merhametler dilendigim elini basıma ve omuzlarıma değdirmeni ve beni kutsamanı bekliyorum... sana yazıyorum diye bu kadar kutsal kelimelerim.. seni cıkar geriye kalan anonim olur her şairde biraz kamu mallığı vardır değilmi? gidersen eger geride kalanı kullanıp atacagım odanın en soguk köşesine beni bırakırsan eğer üstünü sıkı sıkı kapatıp susacagım ısırıp dudaklarımı ne zaman kullanıp atmak istersen gönüllü olacagım üstü kalsın... |
o gunden beri satırlarım ıpıslak benim
ve bununla bir ilgin varmı bilmiyorum
hatta sana yuklesem bunun sorumlulugunu
ve sen bilmesen
sorun olur mu...
sonradan inkar etsem
bakışlarının buğusunda yalnızlıgım
senden sonra ne cok agladım ben
susmaya calıstıkca avazım cıktıgı kadar bagırdıgım
sesimin gömüldügü bu duvarların
benden sonra hangi sevdaya tanıklık edecegini bilmek isterdim
hangi aşkın ateşinde kurutulurdu
eski bir sevdanın ıslaklıgı..
yüreginize saglık degişik bir anlatım çok begeniyle okudum tat verdiniz