6 gün
NAMUS
İleti
Baba evinden genç bir kız olarak çıkmış ama dönerken iki çocuk annesi bir dul olarak dönmüştü. Şu bir gerçekti ki en çok dedikodu yoksul mahallerinde yapılmaktaydı. Namus denilen kavram her nedense hep yoksulların meselesiydi. Namus, ahlak, dedikodu da maalesef her zaman yoksulların takıldığı şeylerdi. Ben bu takıntıları ömrüm boyunca hiç anlayamadım. Yani karnı bile zar zor doyan insanların namus, ahlak gibi takıntılarının olması işi daha kötü hale getirmez mi? Ayrıca yoksul insanlardan daha dindar olmaları da istenir. Yoksul insan neden daha dindar olsun ki? Dinde şöyle bir kavram var dünya zenginlikleriyle ilgili; Allah dünya malını istediğine verirmiş. Allah yoksula dünya malı vermeyi dilememişse yoksul neden Allah’a daha fazla ibadet etsin ki? Bu saçma bir anlayış değil mi? Bence Allah’ın dünya malını verdiği zenginler Allah’a daha çok bağlı olmalı ve daha çok ibadet etmelidirler. Çünkü Allah onları dünya malını vermeye layık görmüştür. Ama toplumda her nedense bunun tam tersi bir anlayış vardır. Zenginler ibadet etmeseler de, dine bağlı olmasalar da hoş görünürler. Hatta zenginler namussuz ve ahlaksız olsalar da göze batmaz. Ama bir yoksul birazcık da olsa dine bağlı olmasa kınanır, suçlanır ve namus ve ahlaka en çok yoksulların riayet etmesi istenir. Bu görüş dediğim gibi bana oldum olası saçma görünmüştür. Ben bunun farkına bir ramazan ayında varmıştım. Ramazan ayında yoksulluktan otuz gün boyunca bayat ekmekleri su ile ıslatarak karnımızı doyurmuş ve oruç tutmuştuk. Halbuki oruç bizim gibilerin halinden anmak için tutulmuyor muydu?
daha fazla
Henüz yorum yapılmadı.