Tanıtım Yazısı
Bu ciltte bir araya getirilen oyunlarda itina ile kurulmuş üç burjuva ailesi, çok sevilmiş ve istenmiş üç kadın (Nora, Hedda, Rebecca) o kadınlarla geçeceği hayal edilmiş üç evlilik hayatı ve üç kadının kendi seçimleri ile belirlenmiş sonları var. Oyunları birlikte okumayı sağlayan bir küçük kurmaca anahtar da oyunların adında saklı olabilir: kimsenin soyadını taşımayan (ve uzun yıllar Avrupa’daki kadın hareketinin sembolü olarak görülmüş) Nora, kocasınınki ile değil de babasının soyadı ile ait olduğu oyuna adını veren Hedda ve Rebecca’nın Rosmer ile evlenerek evsahibeliğine “terfi ettiği” Rosmersholm, Rosmer malikanesi.
Ibsen’in yüzüncü ölüm yıldönümünde yayımlanan Ibsen oyunlarının ikinci cildindeki oyunlar, yeni çevirileri ile sunuluyor okura. Türkiye’de Ibsen’in tanınmasını sağlayan bu oyunlar, Ibsen tiyatrosunun teknik özelliklerini anlamak açısından da önem taşıyor. Oyunların özellikle de kadın kahramanlarının yazıldıkları günden bu yana dramaturginin, psikolojinin, felsefenin ve sosyolojinin terimleriyle defalarca yeniden ele alındığı, oyunların dünya sahnelerinde birbirinden çok farklı yorumlar hatta kimi durumlarda yeniden yazımlarla sahnelendiği gerçeği göz önüne alındığında, bu metinlerin yeniden basılması önemli bir kazanç haline geliyor.
Henrik Ibsen (1828 – 1906) `Eleştirel gerçekçi` edebiyat anlayışının tiyatrodaki öncüsü, çağdaş tiyatronun kurucularından,Norveç`li oyun yazarı ve şair.
Mali bunalıma düşmüş Norveçli bir tüccarın oğlu olan Ibsen, Kristina’ya girerek üniversite adayları için düzenlenen eğitim kurslarına katılır. İlk oyunu Catiliana’yı 1850’de yazar. 1851’de Bergen’de Den Nationale Scene’ye Sahne Ozanı olarak atandıktan sonra oyun yazarlığı daha ağırlık kazanır. 188 oyunun sahnelenmesinde yer alır. Norveç Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni olur. Tiyatro iflas edince maddi güçlükler yaşar ve kendisine yardım bağlanması için Meclis’e başvurur. 1863’te Norveç’te Kristiana Tiyatrosu’nda sanat danışmanı olur; burs için yine hükümete başvurduğunda kendisine “burs değil, iyi bir dayak gerektiği” yanıtını alır. Tatlı İsteyenler adlı oyunun başarı kazanması üzerine hükümet yurt dışına geziye gidebilmesi için kendisine bu sefer mali yardımda bulunur. Dönemin en ünlü yazarı Bjornson’dan mali destek görerek 1864’te İtalya’ya gider ve zaman zaman Norveç’e dönse de 27 yıl yurt dışında kalır.
Batı tiyatrosu üstünde derin etkiler bırakan ve dram sanatının en büyük ustalarından sayılan Ibsen, kendi konumunu şu sözlerle yansıtır:
“Yeni bir evrenin yaratılışına katkısı olanların başında geldiğim söyleniyor. Bense, tam tersine, yaşadığımız çağın birçok nedenden ötürü ancak bir takım yeni şeyler doğurabilecek, sona ermiş bir çağ olarak nitelenebileceğine inanıyorum.”
19. yüzyılın diğer büyük oyun yazarları gibi romantik, bireyci ve anarşist bir dünya görüşünün etkisinde yapıtlar vermiş olan Ibsen, yazdığı eleştirel gerçekçi oyunlarda toplum bireylerinin yanılsamalarını, nevrotik ve ruhsal çalkantılarını açığa sermiş; bireyin boşa çıkan yaşam uğraşını, toplumun dış yüzü ile iç yüzü arasındaki karşıtlığın yol açtığı çelişkilerin üstesinden gelemeyişini irdelemiştir.
Başlıca Eserleri:
Peer Gynt -1867
Nora:Bir Bebek Evi -1879
Hortlaklar -1881
Bir Halk Düşmanı -1882
Yaban Ördeği -1884
Rosmersholm -1886
Denizden Gelen Kadın -1888
Hedda Gabler -1890
Yapı Ustası Solness -1892
John Gabriel Borkman -1896
Biz Ölüler Uyanınca -1896
Ibsen’in yüzüncü ölüm yıldönümünde yayımlanan Ibsen oyunlarının ikinci cildindeki oyunlar, yeni çevirileri ile sunuluyor okura. Türkiye’de Ibsen’in tanınmasını sağlayan bu oyunlar, Ibsen tiyatrosunun teknik özelliklerini anlamak açısından da önem taşıyor. Oyunların özellikle de kadın kahramanlarının yazıldıkları günden bu yana dramaturginin, psikolojinin, felsefenin ve sosyolojinin terimleriyle defalarca yeniden ele alındığı, oyunların dünya sahnelerinde birbirinden çok farklı yorumlar hatta kimi durumlarda yeniden yazımlarla sahnelendiği gerçeği göz önüne alındığında, bu metinlerin yeniden basılması önemli bir kazanç haline geliyor.
Henrik Ibsen (1828 – 1906) `Eleştirel gerçekçi` edebiyat anlayışının tiyatrodaki öncüsü, çağdaş tiyatronun kurucularından,Norveç`li oyun yazarı ve şair.
Mali bunalıma düşmüş Norveçli bir tüccarın oğlu olan Ibsen, Kristina’ya girerek üniversite adayları için düzenlenen eğitim kurslarına katılır. İlk oyunu Catiliana’yı 1850’de yazar. 1851’de Bergen’de Den Nationale Scene’ye Sahne Ozanı olarak atandıktan sonra oyun yazarlığı daha ağırlık kazanır. 188 oyunun sahnelenmesinde yer alır. Norveç Tiyatrosu’nun sanat yönetmeni olur. Tiyatro iflas edince maddi güçlükler yaşar ve kendisine yardım bağlanması için Meclis’e başvurur. 1863’te Norveç’te Kristiana Tiyatrosu’nda sanat danışmanı olur; burs için yine hükümete başvurduğunda kendisine “burs değil, iyi bir dayak gerektiği” yanıtını alır. Tatlı İsteyenler adlı oyunun başarı kazanması üzerine hükümet yurt dışına geziye gidebilmesi için kendisine bu sefer mali yardımda bulunur. Dönemin en ünlü yazarı Bjornson’dan mali destek görerek 1864’te İtalya’ya gider ve zaman zaman Norveç’e dönse de 27 yıl yurt dışında kalır.
Batı tiyatrosu üstünde derin etkiler bırakan ve dram sanatının en büyük ustalarından sayılan Ibsen, kendi konumunu şu sözlerle yansıtır:
“Yeni bir evrenin yaratılışına katkısı olanların başında geldiğim söyleniyor. Bense, tam tersine, yaşadığımız çağın birçok nedenden ötürü ancak bir takım yeni şeyler doğurabilecek, sona ermiş bir çağ olarak nitelenebileceğine inanıyorum.”
19. yüzyılın diğer büyük oyun yazarları gibi romantik, bireyci ve anarşist bir dünya görüşünün etkisinde yapıtlar vermiş olan Ibsen, yazdığı eleştirel gerçekçi oyunlarda toplum bireylerinin yanılsamalarını, nevrotik ve ruhsal çalkantılarını açığa sermiş; bireyin boşa çıkan yaşam uğraşını, toplumun dış yüzü ile iç yüzü arasındaki karşıtlığın yol açtığı çelişkilerin üstesinden gelemeyişini irdelemiştir.
Başlıca Eserleri:
Peer Gynt -1867
Nora:Bir Bebek Evi -1879
Hortlaklar -1881
Bir Halk Düşmanı -1882
Yaban Ördeği -1884
Rosmersholm -1886
Denizden Gelen Kadın -1888
Hedda Gabler -1890
Yapı Ustası Solness -1892
John Gabriel Borkman -1896
Biz Ölüler Uyanınca -1896
daha fazla
Yazar: Hedda Gabler
Yayınevi: Deniz Kitabevi Yayınları
ISBN: 9789750106026
Sayfa: 352s.
Boyut: 13,5 x 21,5 cm
Kapak:
Tarih: 2007
Kağıt Tipi:
Raf İstatistikleri
Okudum: 2 kişi
İncelemeler ve Yorumlar
13,5 x 21,5 cm kitabı hakkında sen ne düşünüyorsun?
NORA BİR BEBEK EVİ
İnceleme
Kitabın Adı: Nora Bir Bebek Evi
(Dünya Edebiyatından Seçmeler)
Yazarı: Henrik Ibsen
Çeviren: Cevat Memduh Altar
Türü: Tiyatro oyunu
Sayfa Sayısı: 182
Yayınevi, Basım Yılı ve Yeri: Milli Eğitim Bakanlığı, 1997, İstanbul.
Norveçli yazar Henrik Ibsen, Danimarkalı yazar arkadaşı matmazel Laura'ya hayrandır ve en çok matmazel Laura'nın neşesinden hoşlanır. Aile dostu olarak görüşürler.
Oyuna konu Nora'yı, madam Laura'nın hayat hikayesinden esinlenerek biraz da değiştirerek yazmıştır. Madam Laura kocasından gizli borç aldığı parayı kitaplarının çok satılarak yayınevi tarafından verildiği yalanını söyler. Artan borcunu ödeyemeyen madam Laura'nın kocası gerçeğini öğrenince madam Laura canına kıyar, oyunda Henrik Ibsen Nora'nın canına kıymasına gönlü elvermez ve evi terk ettirir.
Konusu: Nora, annesi olmadığı için bakıcısı tarafından da babası tarafından da bebek gibi yetiştirilmiş, güzel, neşeli bir kızdır.
8 yıllık evliliğinde de kocası tarafından bebek gibi davranılan bir kadındır. Üç çocuğunu kendi bakıcısı Anne-Marie ile beraber yetiştirler.
Kocası Helmer hastanınca doktorlar hava değişikliği tavsiye ederler. Avukat olan Helmer'in hava değişikliği yapacak kadar parası yoktur. Rahat bir hayat yaşasalar da başka bir ülkeye gitmek ve bir müddet orada kalmak mösyö Helmer için mümkün ve mantıklı değildir.
Nora kocasını seven bir kadındır. Gerekli parayı babasından almak istese de Helmer bunu gururuna yediremez. Her kadın gibi gezmek, eğlenmek, arkadaşları gibi İtalya'ya gitmek Nora'nın da hakkıdır. Helmer kendi sağlığı için değilse bile "tarlakuşu" için gidecektir.
O sırada babası ölür ve babasından kaldığını söylediği parayla İtalya'ya giderler. Yolculuk gerçekten Helmer'e iyi gelir ve tamamen iyileşir.
Parayı avukat Krogstad'dan senet karşılığı almıştır oysa. Yolculuk sonrasında Helmer, Krogstad'ın çalıştığı bankaya müdür olarak atanır ve ilk iş Krogstad'ı işten çıkaracaktır.
Noel için memleketine temelli dönen madam Linde, Nora'nın çocukluk arkadaşıdır ve Helmer'den ofis işi ister. O da Krogstad'ı çıkaracağı için madam Linde'e söz verir.
Madam Linde'in geldiğini, Helmer'den iş sözü aldığını anlayan Krogstad Nora'nın evine gelir. Parayı senet karşılığı verdiğini, senedi çocukluk arkadaşı Helmer'e vereceğini söyler.
Bir kadının borç istemesi ayıptır, hele bir de kocasından habersiz istemesi çok kötüdür. Asıl kötüsü ise senetteki kefil bölümüne babasının imzasını taklit etmesidir. Avukat Krogstad tarihin babasının ölümünden üç gün sonrasına atılması hakkında Nora'yı mahkemeye vermekle tehdit eder. Eğer işinde devam ederse Helmer'e söylemeyecektir.
Krogstad; evrakta sahtecilik yapmış, sahte imza atmış, cezasını çekmiş, eski saygınlığını kazanmak isteyen bir avukattır.
Nora ne söylerse söylesin Helmer'i ikna edemez ve Krogstad Helmer'e her şeyi anlatan bir mektup yazar.
Helmer yalan söylediği, ikiyüzlü davrandığı, ahlaksızlık yaptığı için çocukların eğitimini Nora'dan alacağını söyler.
Madam Linde ile Krogstad evlenmeye karar verirler. Zaten eskiden sözlüdürler. Madam Linde ailesine bakmak zorunda olduğu için zengin biriyle evlenmek zorunda kalmış, kocası ölünce memleketine temelli dönmüştür. Kocasından da hiçbir şey kalmadığı için çalışmak zorundadır. Geçen yıllar içinde Krogstad da evlenmiş, karısını kaybetmiştir ve çocuklarına tek başına bakmaktadır.
Madam Linde'in isteği üzerine Krogstad senedi Helmer'e teslim eder.
Senet ve mektubu sobada yakan Helmer, Nora'yı affeder. Hayatı boyunca bebek gibi davranılan Nora hayatında ilk kez ciddi bir konuda konuşan kocasını ve evini terk eder.
Yorumum: İnsan bir kere yalan söyleyince onu inandırıcı kılmak için başka yalanlar söylemek zorunda kalıyor.
Okumayan birçok kişinin diploma için "kağıt parçası" dediğini duyuyoruz. Bir "kağıt parçası" için insanlar yıllarca emek veriyor, algılayamıyoruz.
Miras bölüşürken de tapu için "kağıt parçası" dendiğine şahit oluyoruz. O "kağıt parçası" uyanıkların kimsenin hakkını yemesin diye bir hak korumadır, algılayamıyoruz.
Sahte imza atmak kişinin kendini kandırmasından öteye gidemez, algılayamıyoruz.
Evliliğe, hayata, hakka, hukuka dair birçok sonuç çıkarılabilir elbette.
"Değer" dediğimiz kavram evrenseldir ve tüm toplumlar için geçerlidir, 1879 yılında Norveçli yazar tarafından Münih'te yazılsa da.
Bir de ben çeviri eserleri okumayı sevmiyorum. Mesela birçok yerde "mucize" kelimesi geçiyor. Beklenmedik iyi şeyler için de kötü şeyler için de mucize deniyor.
Mümkün olsa yabancı yazarların eserlerini aslından okuyabilsek.
2002 yılında aldığım kitabı 2024'te okudum. Her şey gibi kitap da vaktini bekliyor.
Muhabbetle…
Hamiyet Su Kopartan ✍
02.07.2024
#iyikivarsınedebiyat #edebiyathayattarzıdır
#okudumbitti Kurşun Kalemim İle Yolculuk
(Dünya Edebiyatından Seçmeler)
Yazarı: Henrik Ibsen
Çeviren: Cevat Memduh Altar
Türü: Tiyatro oyunu
Sayfa Sayısı: 182
Yayınevi, Basım Yılı ve Yeri: Milli Eğitim Bakanlığı, 1997, İstanbul.
Norveçli yazar Henrik Ibsen, Danimarkalı yazar arkadaşı matmazel Laura'ya hayrandır ve en çok matmazel Laura'nın neşesinden hoşlanır. Aile dostu olarak görüşürler.
Oyuna konu Nora'yı, madam Laura'nın hayat hikayesinden esinlenerek biraz da değiştirerek yazmıştır. Madam Laura kocasından gizli borç aldığı parayı kitaplarının çok satılarak yayınevi tarafından verildiği yalanını söyler. Artan borcunu ödeyemeyen madam Laura'nın kocası gerçeğini öğrenince madam Laura canına kıyar, oyunda Henrik Ibsen Nora'nın canına kıymasına gönlü elvermez ve evi terk ettirir.
Konusu: Nora, annesi olmadığı için bakıcısı tarafından da babası tarafından da bebek gibi yetiştirilmiş, güzel, neşeli bir kızdır.
8 yıllık evliliğinde de kocası tarafından bebek gibi davranılan bir kadındır. Üç çocuğunu kendi bakıcısı Anne-Marie ile beraber yetiştirler.
Kocası Helmer hastanınca doktorlar hava değişikliği tavsiye ederler. Avukat olan Helmer'in hava değişikliği yapacak kadar parası yoktur. Rahat bir hayat yaşasalar da başka bir ülkeye gitmek ve bir müddet orada kalmak mösyö Helmer için mümkün ve mantıklı değildir.
Nora kocasını seven bir kadındır. Gerekli parayı babasından almak istese de Helmer bunu gururuna yediremez. Her kadın gibi gezmek, eğlenmek, arkadaşları gibi İtalya'ya gitmek Nora'nın da hakkıdır. Helmer kendi sağlığı için değilse bile "tarlakuşu" için gidecektir.
O sırada babası ölür ve babasından kaldığını söylediği parayla İtalya'ya giderler. Yolculuk gerçekten Helmer'e iyi gelir ve tamamen iyileşir.
Parayı avukat Krogstad'dan senet karşılığı almıştır oysa. Yolculuk sonrasında Helmer, Krogstad'ın çalıştığı bankaya müdür olarak atanır ve ilk iş Krogstad'ı işten çıkaracaktır.
Noel için memleketine temelli dönen madam Linde, Nora'nın çocukluk arkadaşıdır ve Helmer'den ofis işi ister. O da Krogstad'ı çıkaracağı için madam Linde'e söz verir.
Madam Linde'in geldiğini, Helmer'den iş sözü aldığını anlayan Krogstad Nora'nın evine gelir. Parayı senet karşılığı verdiğini, senedi çocukluk arkadaşı Helmer'e vereceğini söyler.
Bir kadının borç istemesi ayıptır, hele bir de kocasından habersiz istemesi çok kötüdür. Asıl kötüsü ise senetteki kefil bölümüne babasının imzasını taklit etmesidir. Avukat Krogstad tarihin babasının ölümünden üç gün sonrasına atılması hakkında Nora'yı mahkemeye vermekle tehdit eder. Eğer işinde devam ederse Helmer'e söylemeyecektir.
Krogstad; evrakta sahtecilik yapmış, sahte imza atmış, cezasını çekmiş, eski saygınlığını kazanmak isteyen bir avukattır.
Nora ne söylerse söylesin Helmer'i ikna edemez ve Krogstad Helmer'e her şeyi anlatan bir mektup yazar.
Helmer yalan söylediği, ikiyüzlü davrandığı, ahlaksızlık yaptığı için çocukların eğitimini Nora'dan alacağını söyler.
Madam Linde ile Krogstad evlenmeye karar verirler. Zaten eskiden sözlüdürler. Madam Linde ailesine bakmak zorunda olduğu için zengin biriyle evlenmek zorunda kalmış, kocası ölünce memleketine temelli dönmüştür. Kocasından da hiçbir şey kalmadığı için çalışmak zorundadır. Geçen yıllar içinde Krogstad da evlenmiş, karısını kaybetmiştir ve çocuklarına tek başına bakmaktadır.
Madam Linde'in isteği üzerine Krogstad senedi Helmer'e teslim eder.
Senet ve mektubu sobada yakan Helmer, Nora'yı affeder. Hayatı boyunca bebek gibi davranılan Nora hayatında ilk kez ciddi bir konuda konuşan kocasını ve evini terk eder.
Yorumum: İnsan bir kere yalan söyleyince onu inandırıcı kılmak için başka yalanlar söylemek zorunda kalıyor.
Okumayan birçok kişinin diploma için "kağıt parçası" dediğini duyuyoruz. Bir "kağıt parçası" için insanlar yıllarca emek veriyor, algılayamıyoruz.
Miras bölüşürken de tapu için "kağıt parçası" dendiğine şahit oluyoruz. O "kağıt parçası" uyanıkların kimsenin hakkını yemesin diye bir hak korumadır, algılayamıyoruz.
Sahte imza atmak kişinin kendini kandırmasından öteye gidemez, algılayamıyoruz.
Evliliğe, hayata, hakka, hukuka dair birçok sonuç çıkarılabilir elbette.
"Değer" dediğimiz kavram evrenseldir ve tüm toplumlar için geçerlidir, 1879 yılında Norveçli yazar tarafından Münih'te yazılsa da.
Bir de ben çeviri eserleri okumayı sevmiyorum. Mesela birçok yerde "mucize" kelimesi geçiyor. Beklenmedik iyi şeyler için de kötü şeyler için de mucize deniyor.
Mümkün olsa yabancı yazarların eserlerini aslından okuyabilsek.
2002 yılında aldığım kitabı 2024'te okudum. Her şey gibi kitap da vaktini bekliyor.
Muhabbetle…
Hamiyet Su Kopartan ✍
02.07.2024
#iyikivarsınedebiyat #edebiyathayattarzıdır
#okudumbitti Kurşun Kalemim İle Yolculuk
daha fazla
Deniz Kitabevi Yayınları
- Puan vermedi
Okudu
Ibsen Oyunları / İki (3 Oyun) -Nora: Bir Bebek Evi
Hedda Gabler
- Deniz Kitabevi Yayınları
- 2007