Tanıtım Yazısı
Çağımızda bilim ve teknoloji hızla gelişmekte ve her an gündeme gelen teknolojik yenilikler; fert ve toplum yaşamını da önemli ölçüde etkilemektedir. Bu hızlı gelişmelerden etkilenen alanlardan birisi de ulusal kültürümüzün ürünleri "El sanatlarımız"dır.
Geleneksel el sanatlarımızın bir kolu olan "dericilik" alanında; Türklerin, çok eski tarihlerden beri yaptıkları ürünler incelendiğinde bu alanda ne denli yaratıcı ve sanatkâr oldukları görülmektedir.
Diğer yandan günümüzde dericilik sektöründe büyük bir dış rekabet sözko-nusudur. Gelişmiş ülkelerle aynı pazarlarda yarışmak, isim yapmak ve yeni pazarlarda yer alabilmek, ancak kaliteli üretim gerçekleştirip bunu uygun fiyatlarla pazarlamaktan geçmektedir.
Ülkemizde deri sektöründe üretilen deri ürünlerinin önemli bir bölümü ihraç edilmektedir. Türkiye’de hala emekle yoğun üretim yapan çok sayıda küçük ölçekli işletmeler bulunmakta olup buralarda üretime katkıda bulunanların, üretim üzerinde doğrudan (direkt) etkileri söz konusudur. Bu etkinin ürüne pozitif olarak yansıması ise, yine bu kişilerin eğitilmeleri konusunu gündeme getirmektedir.
Bu nedenle küçük ve orta ölçekli işletmelerin çağın teknolojik gelişmelerini uygulayabilecek yeterlilikte büyük ölçekli işletmeler haline getirilmesi ve bunların organize sanayi bölgelerinde toplanması gereği vardır.
Üretim kapasitesi arttırılırken, üretim kalitesini iyileştirmek de ana amaç olmalıdır. Zira; özellikle dış pazarlarda, ürünlerin estetik güzelliğinden önce deri kaliteleri yarışmaktadır. Deri kalitesi öncelikle, hayvanın kesimden önceki yaşamında, kesim ve derinin işlenmesi aşamasında hata yapılmamasına bağlıdır. Doğru uygulamalar ise, ancak eğitimle sağlanabilir. Yine teknolojinin sürekli izlenerek yeniliklerin hayata geçirilmesi, o teknolojiyi kullanarak yeni ürünlerin oluşturulması, Araştırma Geliştirme (AR-GE) faaliyetleriyle temin edilebilir. Bu faaliyetlerde bilgi ve yaratıcılık önemli rol oynamaktadır. Bunun temel aracı yine eğitimdir.
Geleneksel el sanatlarımızın bir kolu olan "dericilik" alanında; Türklerin, çok eski tarihlerden beri yaptıkları ürünler incelendiğinde bu alanda ne denli yaratıcı ve sanatkâr oldukları görülmektedir.
Diğer yandan günümüzde dericilik sektöründe büyük bir dış rekabet sözko-nusudur. Gelişmiş ülkelerle aynı pazarlarda yarışmak, isim yapmak ve yeni pazarlarda yer alabilmek, ancak kaliteli üretim gerçekleştirip bunu uygun fiyatlarla pazarlamaktan geçmektedir.
Ülkemizde deri sektöründe üretilen deri ürünlerinin önemli bir bölümü ihraç edilmektedir. Türkiye’de hala emekle yoğun üretim yapan çok sayıda küçük ölçekli işletmeler bulunmakta olup buralarda üretime katkıda bulunanların, üretim üzerinde doğrudan (direkt) etkileri söz konusudur. Bu etkinin ürüne pozitif olarak yansıması ise, yine bu kişilerin eğitilmeleri konusunu gündeme getirmektedir.
Bu nedenle küçük ve orta ölçekli işletmelerin çağın teknolojik gelişmelerini uygulayabilecek yeterlilikte büyük ölçekli işletmeler haline getirilmesi ve bunların organize sanayi bölgelerinde toplanması gereği vardır.
Üretim kapasitesi arttırılırken, üretim kalitesini iyileştirmek de ana amaç olmalıdır. Zira; özellikle dış pazarlarda, ürünlerin estetik güzelliğinden önce deri kaliteleri yarışmaktadır. Deri kalitesi öncelikle, hayvanın kesimden önceki yaşamında, kesim ve derinin işlenmesi aşamasında hata yapılmamasına bağlıdır. Doğru uygulamalar ise, ancak eğitimle sağlanabilir. Yine teknolojinin sürekli izlenerek yeniliklerin hayata geçirilmesi, o teknolojiyi kullanarak yeni ürünlerin oluşturulması, Araştırma Geliştirme (AR-GE) faaliyetleriyle temin edilebilir. Bu faaliyetlerde bilgi ve yaratıcılık önemli rol oynamaktadır. Bunun temel aracı yine eğitimdir.
daha fazla
Yazar: Zeynep Gökçesu
Yayınevi: Ya-Pa Yayınları
ISBN: 9789754248296
Sayfa: 216s.
Boyut: 15.5x23
Kapak:
Tarih: 2000
Kağıt Tipi: