Tanıtım Yazısı
Gerçek hayatta yaşanmış bir çok hayat öyküsünü anlatan bu eserim sizlerin de içerisinde bir sayfasında anlatılan bir cümlede kendinizi bulabileceğinizi düşünüyorum saygılarımla.
NOT: Kitabımın içerisinde imla hataları olacaktır sizden ricam sadece anlatılmak istenilene odaklanarak değerlendirme yapmanızdır saygılarımla değerli yorumlarınızı bekliyorum
NOT: Kitabımın içerisinde imla hataları olacaktır sizden ricam sadece anlatılmak istenilene odaklanarak değerlendirme yapmanızdır saygılarımla değerli yorumlarınızı bekliyorum
daha fazla
Yazar: Erkan ŞEREMET
Yayınevi: İnsancıl Yayınları
ISBN: 978-605-8257-30-6
Sayfa: 129s.
Boyut:
Kapak:
Tarih: 1905
Kağıt Tipi:
6 yıl
Alıntı
Bir birinden duygusal ve dramatik hayat öyküleri acı,hüzün,mutluluk,ihanet,sevinç kitabın içerisinde her hangi bir eserinde kendinizi bulmanız kaçınılmazdır.
daha fazla
İnsancıl Yayınları
- Puan vermedi
BİR SEVDA ÖYKÜSÜ
Erkan ŞEREMET
- İnsancıl Yayınları
- 1905
6 yıl
Alıntı
14 ŞUBAT
Bugün on dört şubat sevgililer günü canım.
Kalbimde sen varsın dolduramaz kimse yerini.
Sana yürüyorum,umutsuz,yapa yanlız dünyamda.
Bu akşam sararmış resmini indirdim duvardan.
Bakınca yüreğim sızladı,tutamadım göz yaşlarımı.
Bugün on dört şubat sevgililer günü canım.
Kalbimde sen varsın dolduramaz kimse yerini.
Sana yürüyorum,umutsuz,yapa yanlız dünyamda.
Bu akşam sararmış resmini indirdim duvardan.
Bakınca yüreğim sızladı,tutamadım göz yaşlarımı.
daha fazla
İnsancıl Yayınları
- Puan vermedi
BİR SEVDA ÖYKÜSÜ
Erkan ŞEREMET
- İnsancıl Yayınları
- 1905
6 yıl
İnceleme
BİR SEVDA ÖYKÜSÜ
Her yıl iki defa geliyorsun baş ucuma.
Ve her defasında göz yaşı var yanaklarında.
Beni affedebilecekmisin diye sitem ediyorsun.
Ve sonra yine ardını dönüp çekip gidiyorsun.
Vijdanınmı sızlıyor,yoksa gerçekten sevdinmi.
Liseyi bitirmiş,üniversiteden bölüm seçiyorduk.
Sen doktor olmayı istiyordun,ben ise polis.
Gün gelip yaşlanınca ben bakarım sana diyordun.
Zaman nede çabuk geçiyordu okullarımız bitmiş.
Sen doktor olmuştun ben ise umut dolu bir polis.
O kadar heycanlı ve mutluydunki gözlerin gülüyor.
Mezuniyet töreninde için,içine sığmıyordu adeta .
Babanın ve annenin gurur dolu eserleriydin artık.
Benim ise onurum yaşam kaynağım biricik sevdamdın.
Nerden bilecektim kötü günlerin yeni başladığını.
Her gün eve geç geliyor hep bir bahane buluyordun.
Farkındamıydın bilmiyorum ama sen benden kopuyordun.
Bir kaç zaman sonra artık hiç aramaz sormaz oldun.
Sabah uyandığımda gök yüzü yağmur yüklenmiş kararmıştı.
Yüreğimde bir sıkıntı vardı o gün tayinim çıkmıştı.
Sana veda için gelmiştim evinize nişanın varmış dediler.
Öylesine yıkıldıki dünyam yüzünü bile görmek istemedim.
Giderken bir kez olsun bile düşünmedim bakmadım geriye.
Sadece bu gerçekleri yazdım hüzünlü satırların kalbine.
Gidiyorum güzel bakışlım seni sevdiğim için özür dilerim.
Bir cuma akşamıydı zorlu bir göreve gidiyorduk.
Yanınıza en değerli eşyalarınızı alın diye emir geldi.
Arkadaşlar çelik yeleklerini yedek kurşunlarını aldılar.
Ben ise senin aldığın seni seviyorum yazılı künyeyi.
Resminle vedalaşırken bir sızı hissettim bağrımda.
Yürümeye başladım elim tetikte karanlık bir şehirde.
Bir an annem seslendi,oğlum diye,dönüp baktığımda.
Bir derin acı saplandı kalbimin tam üstüne göz yaşları ile.
Ezan ve sélâ sesleri çınlamaya başladı kulaklarımda.
Kendine iy bak güzel gözlüm seni sevdiğim için özür dilerim.
Erkan Şeremet
Her yıl iki defa geliyorsun baş ucuma.
Ve her defasında göz yaşı var yanaklarında.
Beni affedebilecekmisin diye sitem ediyorsun.
Ve sonra yine ardını dönüp çekip gidiyorsun.
Vijdanınmı sızlıyor,yoksa gerçekten sevdinmi.
Liseyi bitirmiş,üniversiteden bölüm seçiyorduk.
Sen doktor olmayı istiyordun,ben ise polis.
Gün gelip yaşlanınca ben bakarım sana diyordun.
Zaman nede çabuk geçiyordu okullarımız bitmiş.
Sen doktor olmuştun ben ise umut dolu bir polis.
O kadar heycanlı ve mutluydunki gözlerin gülüyor.
Mezuniyet töreninde için,içine sığmıyordu adeta .
Babanın ve annenin gurur dolu eserleriydin artık.
Benim ise onurum yaşam kaynağım biricik sevdamdın.
Nerden bilecektim kötü günlerin yeni başladığını.
Her gün eve geç geliyor hep bir bahane buluyordun.
Farkındamıydın bilmiyorum ama sen benden kopuyordun.
Bir kaç zaman sonra artık hiç aramaz sormaz oldun.
Sabah uyandığımda gök yüzü yağmur yüklenmiş kararmıştı.
Yüreğimde bir sıkıntı vardı o gün tayinim çıkmıştı.
Sana veda için gelmiştim evinize nişanın varmış dediler.
Öylesine yıkıldıki dünyam yüzünü bile görmek istemedim.
Giderken bir kez olsun bile düşünmedim bakmadım geriye.
Sadece bu gerçekleri yazdım hüzünlü satırların kalbine.
Gidiyorum güzel bakışlım seni sevdiğim için özür dilerim.
Bir cuma akşamıydı zorlu bir göreve gidiyorduk.
Yanınıza en değerli eşyalarınızı alın diye emir geldi.
Arkadaşlar çelik yeleklerini yedek kurşunlarını aldılar.
Ben ise senin aldığın seni seviyorum yazılı künyeyi.
Resminle vedalaşırken bir sızı hissettim bağrımda.
Yürümeye başladım elim tetikte karanlık bir şehirde.
Bir an annem seslendi,oğlum diye,dönüp baktığımda.
Bir derin acı saplandı kalbimin tam üstüne göz yaşları ile.
Ezan ve sélâ sesleri çınlamaya başladı kulaklarımda.
Kendine iy bak güzel gözlüm seni sevdiğim için özür dilerim.
Erkan Şeremet
daha fazla
İnsancıl Yayınları
- Puan vermedi
BİR SEVDA ÖYKÜSÜ
Erkan ŞEREMET
- İnsancıl Yayınları
- 1905