Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
12. Bölüm

Bölüm 10: Sazın Sırrı ve Kur'an’ın Batını

0 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Perşembe gecesi Cem’den sonra, Şağmir Köyü’nde Cuma sabahı, önceki gecenin manevi yoğunluğuyla yıkanmış gibi başladı.
I. Dede'nin Sabah Tefekkürü
Güneş, Kelkit Vadisi’nin tepelerinden yavaşça süzülürken, Ap Aziz Dede, Köy Odası’nın üst katındaki küçük, sade odasında oturuyordu. Pencerelerden giren soğuk ama berrak ışık, Cem'in yapıldığı loş geceye tezat oluşturuyordu.
Dede’nin önünde sadece üç telli curası duruyordu. Dede, curanın tellerine usulca dokundu. Bu saz, onun hem ibadeti hem de yoldaşıydı.
Dede, bir an için Cem’e katılan tüm canları, özellikle de Ali ve yabancı misafir Serkan'ı düşündü. Cem, tohumları ekmişti. Şimdi sıra, o tohumların günlük hayatın zorlu toprağında yeşermesiydi.
Ali, kapıyı yavaşça çalıp Dede'nin huzuruna girdi. Gözleri uykusuz ama parlıyordu. Dün gece aldığı karar, ona yeni bir canlılık vermişti.
"Hayırlı sabahlar Dede," dedi.
"Hayırlı ve bereketli olsun, canım Ali," diye karşılık verdi Dede. "Bu sabahın ışığı, gönlünün ışığına yoldaş olsun."
II. Cura ve Kur'an'ın Sırrı
Dede, Ali’yi yanına oturttu ve curayı işaret etti.
"Ali, dün gece bu sazla coştuk, hüzünlendik. Bu saz, sadece eğlence aracı değildir. Bu üç tel, bizim Yol'umuzun üç temel direğidir. Hakk, Muhammed, Ali. Birinci tel aşkı, ikinci tel direnişi, üçüncü tel ilmi çalar."
Dede, asıl konuya, Alevi felsefesinin temeline geçti: Kur'an ve Batın (İç Anlam).
"Sen şehirde okumuşsun. Sana Kur'an'ın harflerini öğretmişlerdir. Ama bizim yolumuzda, Kur'an, sadece okumak için değil, yaşamak içindir."
Dede, Kur'an'ın batıni yorumunu açıkladı:
"Kur'an bize cennetten, cehennemden bahseder. Cahil der ki: 'Cennet ötede, hurilerle doludur.' Ama İnsan-ı Kâmil der ki: 'Cennet de cehennem de bu dünyada, senin kendi gönlündedir.' Eğer gönlün, nefsinden arınmışsa, Cem’deki huzuru her an yaşarsan, burası senin için cennettir."
III. İnsan-ı Kâmil ve Günlük Yaşam
Ali, merakla sordu: "Dede, Cem’de arındık. Ama dışarıdaki hayat, yoldan çıkarıcı, kirli ve yorucu. Bu arınmışlığı dışarıda nasıl taşırız?"
Dede gülümsedi. "İşte Yol'un zorluğu buradadır, Ali. İnsan-ı Kâmil olmak, Cem’de erip dışarıda tekrar eski haline dönmek değildir. O mertebeye ulaşan kişi, yedi yirmi dört Cem’dedir."
Dede, genç adama, Alevilik öğretisinin günlük hayattaki pratiğini anlatan son bir öğüt verdi:
Hizmet: Kapıdan çıktıktan sonra kimseye üstünlük taslama. Hizmet etmeyi, hükmetmeye tercih et. Kapı komşuna, düşküne yardım et.
Adalet: İşinde, sözünde dürüst ol. Elinden, dilinden zarar gelmesin.
Rızalık: Kavga ve kargaşa karşısında dahi gönül kırmaktan sakın. Daima rıza ara.
"Bu demektir ki," diye bitirdi Dede, "senin yatağın da senin seccadendir, tarlan da senin ibadethanendir. Her anın bir hizmettir."
IV. Dede'nin Son Emri
Dede, ayağa kalktı. Yüzü, güneşin ışığıyla aydınlanmış, bilgece bir ifade taşıyordu.
"Ali, sen ikrar verdin. Yolumuzun inceliklerini ve sırlarını merak ediyorsun. Bu merakın hayırlıdır. Artık senin görevin, sadece dinlemek değil, yaşayarak öğrenmektir."
Dede, elini Ali'nin omzuna koydu. "Git şimdi. Dün gece Cem’de arındığın gibi, bugün de tarlada, bağda bahçede çalış. Zira bizim Hakk’a ulaşma yolumuz, emekten ve alın terinden geçer. Oturarak eren olunmaz."
Ali, Dede'nin elini öptü ve büyük bir azimle odadan ayrıldı. Yüreği, dün gece Semah'tan aldığı coşku ve Dede'nin sabah sohbetinden aldığı hikmetle doluydu. Artık biliyordu: Cem sadece Perşembe akşamı yapılan bir ibadet değil, yedi gün süren bir yaşam felsefesiydi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL