Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
RÜYA DÖRT YIL SÜRDÜ - Roman Hüseyin TURHAL
Ahmet, yirmi yıllık meslek hayatında sayısız cinayet gördü. Ama kurbanın kanıyla gömleğine kazınan tek bir kelime, "RÜYA", Komiser'in bildiği her şeyi altüst etti. Öldürülen, hırslı iş insanı Hakan'd...
9. Bölüm

Altıncı Perde: Son Hesaplaşma

21 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum
Altıncı Perde: Son Hesaplaşma
💥 Bölüm 11: Sessiz Tehdit
Güvenlik alarmının tiz sesi, evin mermer duvarlarında yankılanıyordu. Ahmet ve Nazlı, silahlarını çekmiş, Didem'i arkalarına alarak kasayı koruyan dolabın önünde siper aldılar.
Koridorun sonundan, gölgeler arasından bir figür belirdi. Uzun boylu, öfkesi gözlerinden okunan bir adam: Kemal Özel. Elinde, Hakan ve Cemil’i öldürmekte kullandığına benzer, şantiyede kullanılan türden ağır, metal bir boru vardı.
"Polis," diye kükredi Ahmet. Sesi, alarmın gürültüsüne rağmen kararlıydı. "Dur ve silahını bırak! Etrafın sarılı!"
Kemal alaycı bir şekilde gülümsedi. "Silahım mı? Benim silahım, dört yıldır boğazıma takılı kalan haksızlık, Komiser. Sizler hep geç kalıyorsunuz. Nuray'ın, Cemil'in, hatta kardeşimin cinayetine bile geç kaldınız."
Nazlı, elindeki 'Rüya' defterini salladı. "Rüya'yı, projeyi ve Nuray'ı sen mi istiyordun, Kemal? Nuray'ı da sen mi zehirledin?"
Kemal'in gözleri parladı. "Nuray... O benim RÜYA'mdı. Fikrim, projem, geleceğimdi. Ama kardeşimin hırsı onu benden çaldı. Onu zehirleyen ben değildim! Onu zehirleyen... Hakan'dı!"
Ahmet şaşkınlıkla irkildi. "Ne saçmalıyorsun? O zaman neden Hakan'ı ve Cemil'i öldürdün?"
"Çünkü intikamımı alırken, RÜYA'nın katilini temize çıkaramazdım," diye haykırdı Kemal. "Hakan, Nuray'a kendi fikriymiş gibi gösterdiği o zehri vererek onu saf dışı bıraktı. Nuray öldükten sonra, ben gelip intikamımı aldım. Hakan, Cemil... Onlar, benim RÜYA'mı çalan üçlüydü. Şimdi o kasadaki belgeler, bana ait olanları geri verecek!"
Kemal, elindeki boruyu havaya kaldırıp kapaklı dolaba doğru atıldı.
💥 Bölüm 12: Son Darbe
Ahmet, "Dur!" diye bağırıp ateş etmeye hazırlanırken, Nazlı daha hızlı davrandı. Nazlı, bir anlık dikkat dağınıklığını fırsat bilerek, ayağını yerden kesti ve Kemal'e doğru omuz attı.
İkisi, yerde sert bir şekilde yuvarlanırken, Kemal'in elindeki metal boru yere düştü. Borunun çarpma sesiyle alarm sustu, yerini ölümcül bir sessizliğe bıraktı.
Nazlı, Kemal'in üstünde bir saniye bile duraksamadan kelepçelemeye çalıştı. Ama Kemal, vahşi bir güçle onu itti ve hızla kasayı açmak için dolaba koştu.
Didem, Kemal'in hedefi olan kasanın önündeydi. Kemal, kasaya ulaşmadan önce Didem, soğukkanlılıkla elini dolabın içine uzattı ve kasanın kilidini çevirip kapıyı açtı. İçinden bir tomar belgeyi aldı ve hızla salonun ortasındaki şömineye fırlattı.
"Asla almayacaksın Kemal!" diye bağırdı. "Bu belgeler benim yeni RÜYA'mı başlatan tek şey!"
Kemal dehşet içinde şömineye koştu. Alevler, belgelerin kenarlarını sarmaya başlamıştı.
"Hayır! Onlar benim!"
Kemal, yanan belgelere uzanırken, Ahmet son bir hamleyle metal boruyu yerden kaptı ve Kemal'in koluna sertçe indirdi. Kemal acıyla bağırdı, dizlerinin üzerine çöktü ve boru elinden düştü.
🔚 Bölüm 13: Huzur
Ahmet ve Nazlı, acı içinde kıvranan Kemal'i kelepçeledi. Şöminedeki belgeler, tamamen küle dönmüştü. Dışarıdan siren sesleri yaklaşıyordu.
Nazlı, Didem'e döndü. "Neden yaktınız o belgeleri Didem Hanım? Onlar, Kemal'in suçunu kanıtlayabilirdi."
Didem, yanan kağıtlara bakarken yorgun bir ifadeyle gülümsedi.
"O belgeler... Sadece Cemil ve Hakan'ın, Nuray'ı zehirleyip Kemal'i suçladığı gerçeğini değil, aynı zamanda Hakan'ın bana karşı yaptığı bütün yolsuzlukları da ortaya çıkaracaktı. RÜYA benim için sadece bir intikam değil, özgürlüğümdü."
Ahmet, Didem'in gözlerinin içine baktı. "Yani... Sen mi yakıyordun izleri?"
"Ben hiçbir şeyi yakmıyorum Komiser. Ben sadece, dört yıl önce başlayan bir oyunu bitiriyorum. Kemal bitti. Hakan bitti. Cemil bitti. Ve artık bu RÜYA... sadece benim."
Ahmet ve Nazlı, Didem'i ve kelepçeli Kemal'i ardlarında bırakarak lüks villadan çıktılar. Dışarıdaki soğuk Kasım gecesi, artık daha az tehditkâr görünüyordu. Kemal, polis aracına bindirilirken, Nazlı Komiser Ahmet'e yaklaştı.
"Komiserim, o anahtarlıkta gizlenen üçüncü harf neydi?"
Ahmet, yorgun bir nefes verdi.
"Hiçbir önemi yoktu Nazlı. Bu hikayede her şey Kemal'in, Hakan'ın ve Cemil'in hırsı ile başladı. Ve bir kadının intikam arzusuyla bitti. Unutma, polisiye romanlarda katil her zaman en yakındadır... Ya da... kurbanların kendisi."
Nazlı gülümsedi. "Güzel bir hikayeydi Komiserim."
Ahmet, ceketini düzeltti ve Nazlı'nın omzuna vurdu. "Gel Nazlı, gitme zamanı. Bir sonraki cinayet, bizi bekliyor."
SON
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL