İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
KUR'AN'DAKİ İSLAM Hüseyin TURHAL
Bu eseri yazmaya iten temel motivasyon, İslam ümmetinin yaşadığı derin anlam krizi ve kaynaktan kopuş gerçeğidir. Son birkaç yüzyıldır, Batı'nın ilerlemesi karşısında kendi medeniyet değerlerini sorgu...
41. Bölüm

Bölüm 35: İslam ve Diğer Dinler: Karşılıklı Tanıma ve Ortak Söz

13 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

35.1. Dinî Çoğulculuk (Plüralizm) ve Tevhid
Kur'an'daki İslam, dinî çoğulculuğu (bir toplumda birden fazla dinin var olması) sosyal ve kozmik bir gerçeklik olarak kabul eder. İnsanların farklı inançlara sahip olması, Allah'ın özgür irade (Bölüm 27) tanımının bir sonucudur.
Zorlama Yasağı: Bölüm 10'da ele alındığı gibi, Kur'an'ın temel prensibi, "Dinde zorlama yoktur" (Lâ İkrâhe Fi'd-Dîn) ilkesidir (Bakara, 2:256). Bu, her bireyin inancını vicdani özgürlük içinde seçme hakkının dokunulmaz olduğunu gösterir.
İlahi İrade: Kur'an, eğer Allah dileseydi, yeryüzündeki tüm insanların tek bir inançta toplanacağını belirtir. Farklılıkların varlığı, imtihanın ve seçimin bir parçasıdır.
Hüseyin Turhal'a göre, İslam'ın bu çoğulculuğa yaklaşımı, pasif bir hoşgörüden öte, farklılıkları bir zenginlik ve öğrenme fırsatı olarak görme üzerine kuruludur.
35.2. Ehl-i Kitap (Kitap Ehli) Kavramı ve Ortak Söz
Kur'an, Yahudilik ve Hristiyanlık gibi semavi dinlerin mensuplarını "Ehl-i Kitap" (Kendilerine İlahi Kitap verilmiş olanlar) olarak özel bir kategoriye ayırır.
Ortak Kaynak: Bu ayrım, İslam'ın kendisinin de Hz. İbrahim'den, Hz. Musa'dan ve Hz. İsa'dan gelen aynı kökten (Tevhid) beslendiğini kabul etmesinden kaynaklanır. Kur'an, önceki peygamberleri ve kitapları tasdik edici (Müseddık) bir rol üstlenir.
"Kelime-i Sevâ" (Ortak Söz) Çağrısı: Kur'an, Ehl-i Kitap'a, aralarındaki teolojik anlaşmazlıkları bırakıp, temel ortak noktada buluşma çağrısı yapar.
Âl-i İmrân, 3:64: "De ki: 'Ey Kitap Ehli! Bizimle sizin aranızda ortak olan bir söze gelin: Yalnızca Allah'a kulluk edelim, O'na hiçbir şeyi ortak koşmayalım...'"
Bu ayet, Turhal için, dinler arası diyaloğun ve barış içinde bir arada yaşamanın temelini oluşturur. Diyaloğun merkezinde Tevhid (Allah'ın Birliği) ilkesi yer almalıdır.
35.3. Dinler Arası İlişkilerde Ahlaki Sınırlar
Dinler arası ilişkilerde Kur'an'ın belirlediği sınırlar, adalet, nezaket ve karşılıklı saygıya dayanır:
En Güzel Şekilde Tartışma: Başka inançların mensuplarıyla konuşurken, Bölüm 24'te belirtilen "Cedel-i Ahsen" (en güzel biçimde tartışma) ilkesine uyulmalıdır. Kaba, aşağılayıcı veya saldırgan bir dil kullanmak yasaktır.
İbadetlere Saygı: Kur'an, başka dinlerin veya inançların kutsal saydığı şeylere küfretmeyi ve hakaret etmeyi yasaklar, çünkü bu, karşı tarafın da İslam'ın kutsallarına hakaretle karşılık vermesine yol açar (En'am, 6:108).
Adaletli Muamele: Gayrimüslim vatandaşlara (Ehl-i Kitap veya diğer inançlardan olanlara), Bölüm 21'de detaylandırıldığı üzere, can, mal, inanç ve onur konularında tam ve adil davranılmalıdır. Adalet (Kıst), dinî farklılıklardan bağımsız, mutlak bir emirdir.
35.4. Kurtuluş (Necat) ve Çoğulculuk Sorunu
İslam teolojisinin en hassas konularından biri, gayrimüslimlerin Ahiret'teki durumu (kurtuluş) sorunudur. Kur'an, bu konuda geniş bir merhamet perspektifi sunar:
Kurtuluşun Şartı: Kur'an'a göre, Ahiret'te kurtuluşun anahtarı sadece isimlendirme (Müslüman, Yahudi, Hristiyan) değil; Allah'a iman, Ahiret'e iman ve Salih Amel'dir (iyi işler).
Kur'anî Kriter:
Bakara, 2:62: "Şüphesiz iman edenler; Yahudi olanlar, Hristiyanlar ve Sabiîler(den) Allah’a ve Ahiret Günü’ne inanan ve salih amellerde bulunanlar için Rableri katında ecirleri (ödülleri) vardır. Onlar için korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır."
Turhal'ın Yorumu: Bu ayet ve benzerleri, Allah'ın rahmetinin ve adaletinin hiçbir sınırı olmadığını gösterir. Bir kişi, Kur'an'ın mesajı kendisine doğru, açık ve ikna edici bir şekilde ulaşmadığı halde, kendi inancında samimi bir Tevhid arayışında olmuş ve iyi eylemlerde (Salih Amel) bulunmuşsa, Ahiret'teki hüküm yalnızca Allah'a aittir ve O'nun Adaleti, kulun niyetini ve çabasını göz önünde bulunduracaktır.
35.5. Sonuç: Birarada Yaşama Sanatı
Kur'an'daki İslam, diğer dinlerle ilişkide üstünlük taslamak yerine, hidayeti (doğru yolu) yalnızca Allah'ın verebileceği gerçeğiyle hareket eder. Müslümanların görevi, zorla din yaymak değil, Bölüm 24'te belirtildiği gibi, hikmetle, güzel öğütle ve kendi örnek ahlakıyla (İhsan) Allah'ın mesajını tebliğ etmektir.
Farklı inançlara sahip olmalarına rağmen, Müslümanların gayrimüslimlerle adalet, komşuluk ve sosyal işbirliği temelinde bir arada yaşaması, Kur'anî medeniyetin temel şartıdır.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL