Bir kimsenin beni yüzüme karşı methetmeye hakkı olursa, yüzüme karşı beni tenkit etmeye de hakkı olması lazımdır. bısmark
KÖŞE YAZILARIM ve MAKALELER Hüseyin TURHAL
Söz Uçar, Yazı Kalır Elinizdeki bu derleme, yıllardır yerel ve ulusal basında yayınlanmış ve yayınlanmamış makale ve köşe yazılarımın bir araya getirilmesinden oluşmaktadır. Kitap, tek bir konuya de...
158. Bölüm

Müslümanların Okumadığı Dört Kutsal Kitap

32 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum
Müslümanların Okumadığı Dört Kutsal Kitap

İslam inancının altı şartından biri olan kitaplara iman, dört kutsal kitaba (Tevrat, Zebur, İncil, Kur'an) inanmayı gerektirir. Bu yazıda, İslam dünyasının bu dört kitaba gerçekten iman edip etmediğini, dini hayatını bu kitapların öğretisine göre yaşayıp yaşamadığını inceleyeceğiz.
Bugün Suriye, Irak, İran, Pakistan, Afganistan, Suudi Arabistan, Türkiye gibi İslam coğrafyasındaki ülkelere baktığımızda, bu dört kutsal kitaba olan bakış açısını sorgulamak zorundayız.
Evet, tüm Müslümanlar Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an'ı kutsal kabul eder; imanın bir şartı olarak onlara iman ettiğini söyler. Ancak ne yazık ki, inanç pratikleri bu dört kitaba göre şekillenmez.
Hükümsüz Kılınan Kitaplar
Müslümanlara göre Tevrat, Zebur ve İncil'in bozulduğu kabul edilir. Bu, pratik olarak bu kitapların hükümsüz sayılması anlamına gelir. Öyle ki, bu kitapları okumanın kişiyi dinden çıkaracağı gibi bir düşünce yaygındır ve insanlar bu kitaplardan uzak durmaları yönünde uyarılır.
Eğer bu kitaplar gerçekten Allah'tan gelmişse, hangi güç onların mesajını bozmaya muktedir olabilir? Şeytan mı, yoksa insan mı? Allah'ın kitabını bozmaya kim cesaret edebilir? Bu sorunun cevabı dürüstçe aranmalıdır.
Sandığa Kilitlenen Kur'an
Müslümanların kutsal kabul ettiği Kur'an-ı Kerim'e gelince; bu kitap, ne yazık ki, sandıklara kilitlenen veya duvara asılan bir nesneye dönüşmüştür. Müslümanlar Kur'an'a göre bir hayat sürüyorlar mı? "Aman Kur'an'a dokunma, sakın açma, yoksa çarpılırsın" diyen bir zihniyet, Kur'an'ı eline alıp okur mu?
Acı gerçek şudur: Müslüman dünyası ne Tevrat'ı, ne Zebur'u, ne İncil'i okudu, ne de Kur'an'ı... Kur'an'ı okuyanlar da onu anlayarak okumadı. İslam dünyası bu dört kitabı terk etti ve ne yazık ki, bu dört kitaptan olmayan bir dini inancı yaşar hale geldi.
Dört Kitap Dışında Uydurulan Din
Peygamberin vefatından sonra, Müslümanlar arasında başlayan hilafet ve saltanat kavgaları, özellikle Kerbela Vakası ile birlikte Kur'an'dan uzaklaşma süreci hızlandı. Emevi ve Abbasi hanedanları döneminde, eski ataların müşrik geleneklerine dönüş, Kur'an dışı bir inançla birleşti. Saltanat hırsıyla Kur'an ve Ehl-i Beyt düşmanlığı yayıldı. Mezhepler ve partiler icat edilerek Müslümanlar ayrıştırıldı ve Kur'an'dan uzaklaştırıldı.
Emevi ve Abbasi yönetimleri, Kur'an dışı bir dincilik yarattılar. Müslümanları mezhep ve tarikatlara bölerek Kur'an'ı rafa kaldırdılar. Kur'an'ın yerine ilmihal kitapları, hurafe, safsata ve rivayet kitapları, uydurma hadisler ve mezhep/tarikat öğretilerini içeren eserler yazdılar. Böylece, ne Kur'an'da ne de Tevrat, Zebur ve İncil'de olmayan, Orta Çağ'ın putperest, tapınak Arap-Yahudi Ortodoks şeriatını, mezhepler maskesi altında ve Kur'an etiketiyle Müslümanlara dayattılar.
Eğitimden Dışlanan Kutsal Metinler
Mescitlerde Kur'an'ı anlayarak okumak yasaklandı; onun yerine ilmihal, rivayetler ve uydurma hadisler okundu. Mescitlerde dahi, Hz. Muhammed'in ev halkı olan Ehl-i Beyt'e karşı kin ve nefret okundu. İslam dünyası, Kur'an'ın ve Ehl-i Beyt'in öğretilerini yasakladı.
Bugün okullarda, Kur'an kurslarında, imam hatiplerde ve ilahiyat fakültelerinde dahi Tevrat, Zebur ve İncil okutulmaz. Kur'an da anlayarak okutulmaz, öğretilmez. Allah'ın ciltler halinde birbirini tamamlayan, dört seri şeklindeki bu kutsal kitaplarındaki dini öğreti verilmez.
Felaketin Kaynağı: Uydurulan Dinler
Bugün dünyada anlatılan dinler ve inançlar, bu dört kitabın dışına çıkmış, sonradan insanlar tarafından uydurulmuş inançlardır. Dünyayı, bir Emevi-Abbasi, Arap-Yahudi Ortodoks, tapınak şeriatı esir almış durumdadır.
Ne Tevrat'taki, ne Zebur'daki, ne İncil'deki, ne de Kur'an'daki özgün din anlatılıyor. Anlatılan, bu dört kitabın dışında uydurulmuş Arap-Emevi-Abbasi dini, Arap-Yahudi Ortodoks tapınak şeriatı ve tarikatçıların, mezhepçilerin uydurduğu mitolojik geleneksel inançlardır. Anlatılan, hurafe, safsata, rivayet, uydurma hadisler ve sonradan yazılmış dinî ilmihal kitaplarıdır.
Peygambere iftira atan, onun adına Kur'an'a ters sözler uyduran Buhari'yi, Müslim'i anlatıyorlar. Müslümanları birbirine düşman eden, kin, nefret ve kibirle dolu bir dincilik ile insanı insana düşman ediyorlar.
Dinci kapitalizm size gerçek dini öğrettiğini mi sanıyorsunuz? Dinci kapitalizm, dört kutsal kitaba, Allah'a ve insanlığa düşmandır. Bu tapınak putperest kapitalizm düzeni, sahte dinler ile asırlardır insanlığı sömürmektedir.
Müslüman Dünyası Neden Perişan?
Müslümanlar bugün neden perişan? Neden savaş, sefalet ve yoksulluk içinde? Neden mezhep, tarikat ve cemaatlere bölünerek birbirlerine düşman oldular? Neden ilimden, bilimden, teknolojiden ve sanattan geri kaldılar?
Çünkü Müslümanlar Kur'an'ı terk etti. Kur'an'ın ilk emri "Oku!" idi. Müslümanlar okumadı. Ne Tevrat'ı, ne Zebur'u, ne İncil'i okudu. Kendi kitabı olan Kur'an-ı Kerim'i bile anlayarak okumadı. Kur'an'ı sandığa gizledi, duvara astı, ama duvardan indirip açıp okumadı.
Kur'an dışı hurafe, safsata, rivayet, geleneksel mitolojik inançlar, uydurma hadisler ve mezhep/tarikat şeyhlerinin hikâyeleri ile zamanlarını boşa harcadılar. Akıllarını kullanmadılar. İlim, bilim, fen, teknoloji ve doğa bilimine yönelmediler. Sahte din hocalarının peşinden gittiler ve sonuç: İslam dünyası bugün perişan haldedir, yoksulluk, sefalet ve kan gözyaşı içindedir.
Tek Kurtuluş Reçetesi
Müslümanların tek kurtuluşu, bir an önce mezhep, tarikat ve cemaatlerin uydurduğu dini terk edip, Kur'an'daki İslam'a dönmektir! Kurtuluş, Ehl-i Beyt mektebinden ve kutsal kitaplardan dini öğrenmekten, ilim, bilim, teknik, teknoloji ve sanatla uğraşmaktan, yani aklı kullanmaktan geçer.
Tek kurtuluş reçetesi, Kur'an'daki İslam'a dönmektir!
Gizlenen Kitaplar
Bugün müzelerde saklanan, "tarihi eser" denilen eski el yazmalı, ceylan derisinden yazılmış Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an neden müzelerin depolarında gizleniyor? Bu kitaplar neden insanlardan saklanıyor? Bu kitaplardaki orijinal metinler neden herkesin anlayabileceği dillere çevrilmiyor?
Yoksa bugün sokakta satılan Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an ile müzede saklanan aynı isimli kitapların içerikleri bir değil mi? Eğer içerikleri bir ise, o zaman neyi gizliyorsunuz?
Yalanla, dolanla, hurafe, safsata ve rivayetle cennete gidilmez. Kurtuluşa giden yol, hakiki ilim yoludur.
Körükörüne her şeye inanmayınız. Gerçeği bulana kadar okuyunuz, araştırınız, bilimsel çalışmalar yapınız ve başta aklınızı kullanınız.
(18 Ocak 2021) - Hüseyin TURHAL
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL