ROMAN ÖNSÖZÜ
Sevgili Okuyucu,
Bu satırları okurken, kalbinizin Ege'nin rüzgarıyla dalgalandığını, Kaz Dağları'nın eteklerinde yankılanan umut ve mücadele dolu fısıltıları duyduğunuzu hayal ediyoru...
Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı ve nihayet o müjdeli haber geldi: Türk ordusu, düşmanı anavatanımızdan tamamen söküp atmıştı! Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanmıştı!
Bu haber, Beyoba'dan cephe gerisindeki yardım merkezlerine kadar tüm yurtta büyük bir coşkuyla karşılandı. Sevinç gözyaşları sel oldu aktı. Yıllarca süren acıların, kayıpların ardından gelen bu zafer, milletin yüreğine su serpmişti.
Ayşe, bu haberi aldığında hem büyük bir sevinç hem de derin bir hüzün yaşadı. Vatan kurtulmuştu, düşman yenilmişti. Mehmet'in ve diğer kahramanların kanı yerde kalmamıştı. Ancak o, bu zaferi yanında kutlayabileceği sevdiği adamı kaybetmişti.
Yardım merkezindeki diğer kadınlar ve askerler, Ayşe'nin sevincine ortak oldular. Ona sarıldılar, onu teselli etmeye çalıştılar. Binbaşı Kemal Bey, Ayşe'nin yanına gelerek onun elini sıktı ve şöyle dedi: "Ayşe Hanım, siz de bu zaferin en büyük kahramanlarından birisiniz.
Fedakarlığınız, sabrınız ve azminizle hepimize örnek oldunuz. Mehmet Bey'in ruhu şad olsun. Onun gibi nice kahraman sayesinde bugün bu özgür topraklarda nefes alabiliyoruz." Zaferin ilanının ardından, yavaş yavaş hayat normale dönmeye başladı. Cephedeki askerler evlerine dönüyor, yaralılar iyileşiyordu. Yardım merkezleri de yavaş yavaş kapanıyordu. Ayşe de Beyoba'ya, baba ocağına dönme vakti gelmişti.
Köye döndüğünde, onu büyük bir hasretle karşıladılar. Annesi, komşuları, arkadaşları... Herkes Ayşe'ye sarılıyor, onun yaşadığı zorlu günlere ortak oluyordu. Ayşe, onlara cephede yaşadıklarını, Mehmet'in kahramanlığını ve vatan için verilen mücadeleyi anlattı. Beyoba da savaşın izlerini taşıyordu. Bazı evler yıkılmış, tarlalar zarar görmüştü ama insanların yüreklerindeki umut ve yeniden başlama azmi her şeyin üzerindeydi. Köylüler, yaralarını sarmak, evlerini yeniden inşa etmek için el ele veriyordu.
Ayşe de köyün yeniden yapılanma çalışmalarına katıldı. Tarlalarda çalıştı, komşularına yardım etti. Mehmet'in anısını yaşatmak için köyün meydanına bir zeytin fidanı dikti. O zeytin fidanı, hem Mehmet'in hatırasını hem de yeniden yeşeren umutları simgeliyordu.
Zamanla Ayşe'nin kalbindeki acı hafifledi ama Mehmet'e duyduğu sevgi ve özlem asla dinmedi. O, Mehmet'in kahramanlığını ve vatan sevgisini gelecek nesillere aktarmaya karar verdi. Köydeki gençlere Kurtuluş Savaşı'nın destansı hikayelerini anlatıyor, Mehmet gibi nice isimsiz kahramanın fedakarlıkları sayesinde kazanılan özgürlüğün kıymetini öğretiyordu.
Ayşe, hayatına yeni bir yön vermişti. Artık sadece Mehmet'in anısını yaşatmakla kalmıyor, aynı zamanda vatanına ve milletine hizmet etmeye devam ediyordu. O, Kurtuluş Savaşı'nın sessiz kahramanlarından biri olarak, gelecek nesillere ilham kaynağı olmaya devam edecekti. Ege'nin rüzgarı, Kaz Dağları'nın eteklerinde yankılanan umut ve mücadele dolu fısıltılar, Ayşe'nin ve Mehmet'in ölümsüz aşkının ve kahramanlığının hikayesini sonsuza dek anlatmaya devam edecekti.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.