Hacı Bektaş Veli
(Erkek Dişi Sorulmaz)
Roman
Hüseyin TURHAL
Aşkın ve Hoşgörünün Destanı: Hacı Bektaş Veli Romanı
Yazar: Hüseyin TURHAL
13. yüzyıl Anadolu’su. Topraklar kanla, gönüller korkuyla sulanırken; bir derviş, Horasan’dan getirdiği Vahdet (Birlik) fel...
Bölüm 11: Vasiyet ve Son Nefes Mekan: Sulucakarahöyük Dergâhı, Veli'nin halvet odası. Zaman: 13. yüzyılın sonları; Veli'nin yaşlılık dönemi. Yaşlılık ve Makam-ı İrfan Hacı Bektaş Veli’nin ömrü, bir meşe ağacı gibi derin kökler salmış, dalları bütün Anadolu’yu gölgelendirmişti. Artık yaşlıydı, bedeni yorulmuştu, ancak gözlerindeki ışık ve zihnindeki berraklık hiç olmadığı kadar keskinleşmişti. Geleneksel olarak Bektaşi yolunun son kapısı olan Hakikat Kapısı'nı tamamen geçmiş, Makâm-ı İrfan'a (Manevi Bilgelik Zirvesi) ulaşmıştı. Sohbetleri daha sade, daha yoğundu. Söz, yerini sükûnete bırakıyordu. Hatem Hatun ve dergâhın hizmetkârları, Veli'nin son zamanlarında ona büyük bir özenle bakıyordu. Müridleri, onun her nefesini, her sözünü bir vasiyet gibi dinliyordu. Bir müridi sordu: "Pirim, o kadar yıl yürüdük. Bize son bir ders verin: En büyük makam nedir?" Veli, yorgun bir tebessümle yanıtladı: "En büyük makam, 'Ben' demeyi bırakıp, 'Biz' diyebilmektir. En büyük makam, kendinde, başkasında, taşta, yaprakta; her şeyde Hakk'ı görmektir. İşte bu, Varlık Birliği'dir." Mirasçı ve Vasiyetname Veli, bedensel ayrılığının yaklaştığını hissediyordu. Manevi silsilenin devamı, onun için siyasete karışmamaktan daha önemliydi. Ocağın sönmemesi, öğretinin saf kalması gerekiyordu. Veli, en güvendiği, en olgun ve hizmette en sadık dervişlerini halvet odasında topladı. Aralarında Balım Sultan (tarihsel olarak daha sonraki kurucudur, ancak romanda erken döneme alınabilir) ve Hatun Ana da vardı. Veli, onlara son vasiyetini bildirdi. "Dergâhın kapısı açık kalsın. Kim olursa olsun, hangi dinden, hangi soydan gelirse gelsin, 'Yaşa ve Yaşat' felsefesini kalbinde taşıyan herkesi içeri alın. Ancak unutmayın: İktidarla el ele yürümeyin. Siyasetin gölgesi, Aşk'ın ateşini söndürür." Dergâhın İdaresi ve Postu Teslim Etme: Veli, kırmızı postunu (Pir Postu), Balım Sultan'a uzattı. Bu, onun Bektaşi yolunun şekillenmesi ve dergâhın kurumsallaşması görevini üstleneceğinin manevi bir işaretiydi. Hatun Ana'yı ise manevi rehberlik ve kadın dervişlerin eğitimi konusunda yetkili kıldı. Veli, Balım Sultan'a dönerek: "Bu post, sadece bir oturak değildir. Bu post, yorgun ruhlara yaslanacak bir dağdır. Halkın hizmetkârı ol!" Son Nefes: Işığa Doğru Dönüş Son günlerinde, Veli sadece nefes alıp veriyordu. Çevresinde sürekli zikirler okunuyor, deyişler söyleniyordu. Veli, son nefesini vermeden hemen önce, gözlerini omuzlarına attığı eski, kırmızı posta dikti. Gülümsedi. O an, Horasan'dan getirdiği, Anadolu'nun kızıla çalan toprağını hatırladı. O tohum şimdi kocaman bir irfan ağacına dönüşmüştü. Dışarıda baharın ilk rüzgârları esiyordu. Kapıyı açan Hatun Ana, gökyüzünün parlaklığıyla odanın aydınlandığını gördü. Hacı Bektaş Veli, sessizliğin en büyük sırrına, Hakikat'e ulaşmıştı. Beden, yorgun toprağa karışmaya hazırlanırken; ruh, tüm dünyayı dolaşan gönül köprüleri kurmuştu. Veli'nin vefat ettiği an, gökyüzünde bir güvercin görüldüğü, onun ruhunun bir sembole bürünerek yükseldiği rivayeti, dergâhın avlusunda fısıltı halinde yayıldı. Müridler ağlamadı. Veli, onlara ölümün yokluk değil, varlıkta erimek olduğunu öğretmişti. Onlar, ustalarının sadece bedenen ayrıldığını, ancak öğretisinin sonsuza dek kendileriyle kalacağını biliyorlardı.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.