Filozof Kırmızısı, sıradan bir kadınken, hastalıklarla mücadele eden, ameliyatlar geçiren sonrasında engelli kalan, bu sırada eğitim yolculuğuna devam eden, aynı zamanda annelik yapmaya çalışan ve hay...
Doktoruma yeniden güvenmek zorunda kalarak, çaresizlikten, üçüncü kez bıçak altına yattım. Bu kez ne yaşayacağımı bilmeden. Alanında çok iyi birkaç doktor da ameliyata girmişti. Stres yoğundu. "Bu ameliyattan sonra yürüyebilecek miydim? Ameliyat masasından kalkabilecek miydim? Takılan dört titanyum platin bedenime uyum sağlayacak mıydı? Yaşayacak mıydım? Yaşasam bile yürüyebilecek miydim? Nasıl bir insana dönüşecektim? İki senedir Sosyoloji okuyordum ve aldığım psikoloji eğitimlerimde okuduğum vakalarda bedeni yada beyni hasar almış kişilerin tekrar aynı insan olamayışları gibi, bende de bir değişim süreci yaşanacak mıydı?? " Doktorumun on, on beş yıllık meslek hayatında karşılaştığı en zor vaka ben olmuştum. İlk kez benim gibi bir hastayla karşılaşıyordu. Ameliyat uzun sürdü. Anesteziden çıkıp çıkamayacağım bile belli değildi.
O sırada ben başka bir hâlin içindeydim. Bembeyaz ışıkların arasından geçtim. Karşılayanlar oldu. Çok huzurluydum. Rahmetli babaannemle bir kapı eşiğinde konuştum. Bir sınır vardı. Oradaydım. Kalmak istedim açıkçası. Huzurluydum. Sonra geri döndüm.
Bana anlatılanlara ve yarı bilinçli hâlimle duyduklarıma göre, yanımda yetmiş yaşlarında bir teyze vardı. Ona da iki platin takılmıştı. Kendi hâlini sorarken, beni de sormuş. Yaşıma, gençliğime ve evlatlarıma kıyamamış. Onun doktoru da benim ameliyatıma girmişti ve duruma hâkimdi. “Sen yarın taburcu olacaksın, bir şeyin yok,” demiş. “Jale Hanım’ın durumu ise ağır. Yaşayıp yaşamayacağı, yaşasa bile yürüyüp yürüyemeyeceği belli değil. Yatalak kalabilir.” O an gözümden bir yaş süzüldü. Bilincim yarı açıktı. Gözlerim kapalıydı ama konuşulan her şeyi duydum. Hatırlıyorum. Duyduğuma göre demek ki yaşayacaktım. Yürüyemeyecektim belki ama yaşayacaktım. Sadece, bana emanet olan bedenimi kullanamayacaktım. Gözlerim kapalıydı ama bedenim çevrede konuşulanları hissediyordu. Başımda okunan Kur’an-ı Kerim ayetlerini duyuyordum. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Gözlerimi açtığımda etrafımda yakınlarım, hastalar ve bana bakan gözler vardı. Ocak ayında yatmış, 14 Mart Tıp Bayramı’nda üçüncü kez ameliyat olmuş genç bir kadındım. Sözde sadece ufak bir operasyon geçirecektim ama sürecim hala devam ediyordu.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.