Basitliğin Zarafeti

O, bir sera ürünü değil, bir buketin yıldızı hiç değil. O, bir yol kenarında, bir beton çatlağında, belki de bir tencerenin dibinde, kendi başına, kimsenin iznine ihtiyaç duymadan filizlenmiş. Kimse onu büyük bir törenle dikmedi. O, sadece var olmayı seçti.

Gündelik çiçek, gösterişsizliğin en saf halidir. Parlak renklere, keskin bir kokuya ihtiyacı yoktur. Küçük, narin taç yaprakları; basit bir sarı, yumuşak bir mor veya utangaç bir beyazdır. Yağmur onu ezer, rüzgar onu büker, ama o, ertesi sabah yine güneşe doğru kafasını çevirir. Bu, onun direnç gösterisi değil, varoluşunun basit, zorunlu eylemidir.

Ondan yayılan koku, ağır bir parfüm değil, taze toprak ve hafif bir tatlılıktır. Bu koku, size anımsatır: Hayatın en güzel anları, genellikle en basit, en fark edilmeyen ayrıntılarda saklıdır. Arabayı park ettiğiniz sırada gözünüze ilişen o beklenmedik renk patlaması, durup eğilmenizi gerektiren o küçücük güzellik.

Gündelik bir çiçek, bize bir ders verir: Kısa ömürlü olmak, değersiz olmak anlamına gelmez. Bir gün sonra solacak olsa bile, o bir günlük varoluşuyla, evrene bir renk ve bir nefes katmıştır. Ve bu anlık, zorunsuz güzellik, çoğu zaman, en uzun ömürlü anılardan daha kalıcı bir etki bırakır.

Hüseyin TURHAL