Bu kitap, Kur'an'ın Berrak Işığında, inancın özünü yeniden keşfetme davetidir.
Yüzyıllardır süregelen Arap, Yahudi gelenekleri ve mitolojik rivayetlerle perdelenmiş olan gerçek dini, akıl ve sorgulam...
Din mafyası, bugün ortaya çıkmış bir olgu değildir. Kökeni, ilkel çok tanrılı tapınaklardaki putlara ve mitolojik dinsel kültlere dayanır. Tek Tanrılı semavi inançların doğuşuyla birlikte, bu yapı çeşitli evrelerden geçerek günümüze farklı gruplar altında ulaşmıştır. İlk din mafyası, tapınaklardaki puta tapma dönemiyle başladı. Tapınak yöneticileri ve din önderleri, kendilerini Tanrılar ile halk arasında aracı olarak tanıttılar ve "Bize gelmeden Tanrı’ya ulaşamazsınız" izlenimini halkın benliğine yerleştirdiler. Halktan para toplamak için, kendi elleriyle yaptıkları putlara altın, değerli eşyalar ve sunaklar sunulmasını istediler. İnsanlar, ancak bu yolla, yani putlar aracılığıyla Tanrılara ulaşacaklarına ve dileklerini alabileceklerine inandırılarak din ve inanç bazında sömürüldüler. Toplanan paralar ve altınlar tapınaklarda yığılırken, din adamları büyük bir zenginlik ve ganimet elde ettiler. Semavi dinlerin doğuşu, tapınaklarla büyük bir kavgaya yol açmıştır. Tapınaklar, kendi düzenlerini korumak amacıyla gelen peygamberlere karşı direndiler. "Din elden gidiyor" propagandasıyla halkı peygamberlere karşı kışkırtarak, yeni gelen dinlere karşı savaş açtılar. Putların yıkılmasıyla birlikte tapınak din adamları, yeni dinin içerisinden örgütlenerek; cemaat, mezhep ve tarikat şeklinde farklı maskeler altında düzenlerini yeniden kurmuşlardır. Ortodoks tapınak, cemaat, mezhep ve tarikat yapıları, kendilerini kutsayarak ve evliya rütbesiyle yücelterek dinin merkez kapısı ilan ettiler. Halka şöyle sesleniyorlardı: "Bize gelmeden, mezhebimize geçmeden, tarikatımıza girmeden, dergâhımıza veya tapınağımıza hizmet etmeden ne Tanrı'ya ulaşabilirsiniz ne de kutsal kitapları anlayabilirsiniz. Bize gelin, elimizi öpün, önümüzde diz çökün, bize boyun eğin. Biz size dini öğretiriz, biz sizi Tanrı’ya yakınlaştırırız, biz size cenneti veririz." Bu din mafyası, dünya genelinde farklı dinler içerisinde mezhep, tarikat ve cemaatler şeklinde şirketleşti. Kutsal kitapları devre dışı bırakıp, onları sadece bir maske olarak kullanarak kendilerini evliyalaştırdılar. Kendilerine kutsal ve dokunulmaz bir sıfat yükleyerek, dini ve inancı kendi çıkarlarına göre dizayn ettiler. Halkı sömürme politikalarıyla, dini kapitalizm düzenini benimseyerek topluma hâkim olmaya çalıştılar. Bu din mafyasının içine girenler için çıkışın bedeli; işkence, tehdit ve ölümdür. Bu mezhep, tarikat ve cemaatlerin içine girdikten sonra geri çıkmak kesinlikle yasaktır. Eğer biri ayrılırsa, "dinden çıktı" veya "dinimize karşı geliyor" denilerek ölümle cezalandırılır. Din mafyası, insanları kendi dinlerine davet eder; eğer kabul etmezlerse tehdit, zorlama ve baskı uygularlar. Ya da hurafe, safsata ve rivayetlerle dolu dinsel korkutmalar, yani psikolojik baskılar uygularlar; ta ki kişi kendine itaat edene kadar. Ardından, onları kendi işlerinde çalıştırarak sevap kazanacakları ve bu şekilde cennete gidecekleri vaadiyle kandırır ve sömürürlerdi. Din mafyası, iktidar ve devlet içerisinde de örgütlenerek, sarayların ve padişahların iradesini hükümsüz kılıp kendine bağlamayı amaçladı. Tüm toplumlara hükmetmeyi hedefledi. Kendi düzenini güvence altına almak ve kendisine tehdit gördüğü iktidarları devirmek için, "Din elden gidiyor" sloganıyla halkı kışkırttı; padişahları tahtlarından indirdi ve devlet yönetimini ele geçirdi. Din adına korkunç işkenceler, zulümler ve katliamlar yapmaktan bile çekinmediler. Din mafyası, daima gerçek dini halktan gizlemiş, gerçek dindar kesimi sindirmiş, gerçek din âlimlerini asmış ve gerçek dinlerin üstünü örtmüştür. Kendi kafalarına göre din ve inanç dizayn ederek, hurafe, safsata ve rivayet dolu sahte hadisler uydurmuşlardır. Kutsal kitaplar dışı öğretileri, kutsal kitaplar maskesi altında halka sunarak daima kandırmışlardır. Halkın kutsal kitapları anlayarak okumasını engellemiş, inançlı insanları kendilerine mahkûm etmişlerdir. Din ticareti yaparak, sahte din satarak holdingleşmişlerdir. Din adına savaşmak, insanı öldürmek ve katliam yapmak din mafyasının bir oyunudur; amacı kendi düzenini yaşatmaktır. Hiçbir kutsal kitap, "din adına birbirinizi öldürün" demez, Allah insanlara "birbirinize zulüm yapın" demez. Bu din mafyasının tuzağına düşmemek için, hiçbir mezhep, tarikat ve cemaate bağlı kalmadan, direkt Allah'a bağlanarak, sadece O'na ibadet ederek ve sadece O'ndan yardım dileyerek kurtuluşa erişilebilir. Bunun yolu da, kutsal kitapları anlayarak okumaktan ve kendi ile Allah arasına aracı koymamaktan geçer. (3 Şubat 2019)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.