Bu kitap, Kur'an'ın Berrak Işığında, inancın özünü yeniden keşfetme davetidir.
Yüzyıllardır süregelen Arap, Yahudi gelenekleri ve mitolojik rivayetlerle perdelenmiş olan gerçek dini, akıl ve sorgulam...
Hz. İsa’ya Karşı Tapınakların Tutumu Hz. İsa, yoksul bir hayat sürdü. Mesleği marangozluk, çobanlık ve öğretmenlikti. Hz. Yahya’dan derin dinî bilgiler edinmişti ve çocuklara Tapınak’ta din dersleri veriyordu. İsa Peygamber, peygamberliğini otuz yaşında ilan etti ve insanlara İncil’i, yani Müjde kitabını sundu. Olağanüstü dinî öğretisi, hastalara mucizevî tedaviler uygulaması, sakatları iyileştirmesi, körlerin gözlerini açması ve musallat hastalarını iyileştirme dâhil her türlü şifayı vermesi gibi sıradışı mucizeler göstererek, insanların akın akın peşinden gitmesini ve Müjde’den faydalanmasını sağladı. Tapınakların Endişesi ve Tepkisi Halk, İsa Peygamber’in peşinden gitti ve dinî öğretisini kabul etti. Gün geçtikçe İsa’nın şöhreti hızla yayılmaya başladı. Bu hızlı gelişim, Tapınak din adamlarını endişelendirdi. Çünkü Tapınaklar, ilahî dinlerden uzaklaşmış, kutsal kitap dışına çıkmış ve inanç, para kazanma aracına dönüşmüştü. Tapınaklardaki din adamları, dini kendi çıkarları doğrultusunda kullanarak büyük servetler edinmişlerdi. Halktan gerçek dinî bilgileri gizleyip, uydurma ve sömürü politikalarıyla tüm halkı Tapınak’a hizmet etmeye mecbur bırakmışlardı. İsa Peygamber’in dinî öğretisi ve halka gerçeği anlatması, din tüccarlığı yapan bu Tapınak din adamlarını rahatsız etti, zira gerçek hakikatler onların işine gelmiyordu. İsa'ya Kurulan Tuzaklar Yahudi din adamları, bu kutsal Müjde’yi durdurmak için İsa Peygamber’i halkın gözünde küçük düşürmeye çalıştılar. Onun gerçek bir peygamber olup olmadığını anlamak amacıyla, bir takım "şeytanî" sorularla gelerek onu dinî soru yağmuruna tuttular. Halk içinde de onu hor görme ve alay etme tutumu sergiliyorlardı. İsa Peygamber, ilahî bilgisi ve ışığıyla her türlü soruya benzetmeler ve mecazlarla, güzel ve hoş bir dille cevap veriyordu. Halk, İsa’nın öğretisine hayran kalıyordu. Tapınak ve Yahudi din adamları, İsa Peygamber’i bilgiyle yenemeyeceklerini anladılar. İsa’nın bu yükselişini hazmedemiyor ve çekemiyorlardı. Buna karşı, halkı İsa’ya karşı kışkırtmaya başladılar; “Dinimiz ve inancımız elden gidiyor, atalarımızın dini yok oluyor, bu bir şeytandır, onu taşlayın!” diyorlardı. Tapınak din adamları, İsa Peygamber’i ortadan kaldırmak için her yöntemi deniyor, her tuzağı kuruyor ve fitneciliği yayıyorlardı. Roma'ya Şikayet ve Çarmıh Tapınak din adamları, İsa ile baş edemeyeceklerini anlayınca, onu Roma Kralı’na şikâyet ettiler. Şöyle dediler: “İsa kendini Tanrı’nın Oğlu ilan etti ve tüm halk peşinden gidiyor. Atalarımızın dinini tanımıyor. Halkı toplayarak isyan çıkaracak ve kendini kral ilan edecek. Bu, Roma İmparatorluğu için büyük bir tehdit oluşturacaktır. Bunu durdurmak gerekir.” Roma askerleri İsa’yı tutukladı ve yargıladı. Onu, o dönemin en vahşi ve acımasız işkencesi olan çarmıha gererek cezalandırmaya karar verdiler. İsa Peygamber, insanlığın kurtuluşu için verdiği Müjde’yi herkese duyurma mücadelesinde canını vererek yolundan ödün vermedi. Vahşice, acımasızca, korkunç bir işkenceyle cezalandırıldı ve çarmıhta ruhunu göğe çekti. (2 Şubat 2019)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.