Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
ÇOCUKLARA MASALLAR
///BU KİTAPTA YER ALAN TÜM MASALLARIN YAZARI DURMUŞ ALİ ÖZBEK'E AİT OLUP, YAZILI VE GÖRSEL, MEDYA ORGANLARINDA, TÜM DİJİTAL YAYINLARDA TELİF HAKLARI YASASINA UYGUN YAZARDAN YASAL İZİN ALINMADAN KULLAN...
6. Bölüm

YUSUFÇUK KUŞU

134 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum
dali
dali
@dali1
Yorum Yaz
Bir varmış, bir yokmuş. Uçsuz bucaksız bir diyarda Yusufçuk adında bir kuş yaşarmış. Yusufçuk kuşu gündüzleri pek görünmezmiş. Görenler ise kumru büyüklüğünde, kumruya benzeyen, grimsi renkli olduğunu söylerler. Güneş ışığı kanatlarına vurduğunda, kanatlarının bazı yerlerinde kına gibi parlayan tüyleri olduğu söylenir. İlkbahar ve yaz günlerinin bazı gecelerinde "bulu, bulu..." diye öterek ormanın her köşesine bir gizem ve neşe saçarmış.

Yusufçuk Kuşu'nun gündüzleri görünmeyişinin asıl nedeni, yardım için çabalamasındanmış; bu yüzden sadece yardımseverliğiyle tanınırmış. Ormandaki hayvanlar bir sıkıntıya düştüğünde, Yusufçuk hemen yardıma koşar, herkesin derdine derman olurmuş.

Bir gün ormanda büyük bir kuraklık başlamış. Nehirler kurumuş, göletler buharlaşmış ve hayvanlar susuzluk çekmeye başlamış. Yusufçuk, dostlarının bu haline çok üzülmüş ve bir çözüm bulmaya karar vermiş. Kanatlarını çırparak ormanın en yaşlı bilgesi olan Bilge Kaplumbağa'nın yanına gitmiş.

"Bilge Kaplumbağa," demiş Yusufçuk, "Ormandaki herkes susuzluktan perişan durumda. Ne yapabiliriz, bana bir akıl verir misin?"

Bilge Kaplumbağa derin bir nefes almış ve şöyle demiş:

“Uzak diyarlarda, dağların ardında bir sihirli göl var. O gölün suyu hiç tükenmez. Ancak oraya ulaşmak cesaret ve sabır gerektirir. Eğer bu görevi üstlenirsen, o gölden bir damla su alıp kuruyan nehir yatağına boşaltırsan, o nehir yeniden canlanır ve akmaya başlar. İşte o zaman ormanı ve ormandaki tüm canlıları kurtarabilirsin.”

Yusufçuk hiç tereddüt etmeden bu zorlu yolculuğa çıkmaya karar vermiş. Günlerce uçmuş, rüzgârlara karşı mücadele etmiş, yağmurlarda ıslanmış ama asla pes etmemiş. Nihayet sihirli göle ulaşmış. Gökyüzü kadar berrak olan bu gölün suyu gerçekten de büyülüymüş.

Yusufçuk, gagasıyla gölden su almış ve hemen ormana geri dönmüş. Getirdiği suyu kuruyan nehire döktüğünde, nehir yeniden canlanmış ve tüm ormana hayat vermiş. Hayvanlar sevinçle Yusufçuk’un etrafında toplanmış ve ona teşekkür etmişler.

O günden sonra Yusufçuk Kuşu, ormanın kahramanı olarak anılmış. Herkes onun cesaretini ve yardımseverliğini örnek almış. Orman yeniden eski güzelliğine kavuşmuş. Yusufçuk, grimsi kanatlarını açıp kendi yuvasına uçmuş. Mayıs ve Haziran aylarında "bulu, bulu..." diye ötüşünü "Ben buradayım." dercesine duyurmaya çalışırmış.

Gökten üç elma düşmüş; biri bu masalı anlatana, biri dinleyene, biri de Yusufçuk Kuşu’na...

06.01.2025 Ankara
Durmuş Ali ÖZBEK
Eğitimci Yazar
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL