Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
ÇOCUKLARA MASALLAR
///BU KİTAPTA YER ALAN TÜM MASALLARIN YAZARI DURMUŞ ALİ ÖZBEK'E AİT OLUP, YAZILI VE GÖRSEL, MEDYA ORGANLARINDA, TÜM DİJİTAL YAYINLARDA TELİF HAKLARI YASASINA UYGUN YAZARDAN YASAL İZİN ALINMADAN KULLAN...
16. Bölüm

MAĞARADAKİ HAZİNE

140 Okuyucu
1 Beğeni
0 Yorum
dali
dali
@dali1
Yorum Yaz
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, masallar diyarında bir köy varmış. Bu köyde yaşayan insanlar birbirine çok bağlı, sevgi dolu ve yardımsevermiş. Ancak köyün en yaşlısı olan Mahmut Dede, bir gün köy meydanında toplanan halka önemli bir haber vermiş:

"Sevgili evlatlarım," demiş Mahmut Dede, "Bir zamanlar bu köyde huzur içinde yaşardık. Ancak son zamanlarda köyün ardındaki kayalıklardan gelen garip sesler duymaya başladım. Bu sesler, köyümüzü tehdit eden bir tehlikenin habercisi olabilir. Cesur birinin bu durumu gidip ne olup bittiğini öğrenmesi gerekiyor."

Köy halkı, Mahmut Dede'nin sözlerini büyük bir dikkatle dinlemiş. Herkes birbirine bakmış ama kimse cesaret edip gönüllü olmamış. Tam o sırada, genç ve cesur bir delikanlı olan Atalay öne çıkmış:

"Ben giderim, Mahmut Dede," demiş Atalay. "Köyümüzü korumak için elimden geleni yapacağım."

Mahmut Dede, Atalay'a bilgece bir bakış atmış ve ona hayır duaları etmiş. Atalay, yanına sadece sadık dostu olan köpeği Karabaş'ı alarak kayalığa doğru yola çıkmış.

Kayalıklarda ilerlerken Atalay, her adımda daha da garip sesler duymaya başlamış. Kayalıkların arasından uğultular geliyor, rüzgârın sesi kulaklarında yankılanıyormuş. Bir süre sonra karşısına büyük bir mağara çıkmış. Mağaranın girişinde eski taşlardan yapılmış bir kapı varmış ve üzerinde şu yazıyormuş:

"Cesaretle giren, ödülünü bulur; korkuyla duran, burada kaybolur."

Atalay, hiç tereddüt etmeden taştan yapılmış kapıyı omuzuyla itekleyerek açıp içeri girmiş. Mağaranın içinde ilerledikçe karanlık daha da yoğunlaşmış ama Karabaş'ın havlamaları ona yol göstermesi ve elindeki yanan meşalenin ışığı sayesinde ilerliyormuş. Nihayet mağaranın derinliklerine ulaşınca devasa bir sandık görmüş. Sandığı bir güzel incelemiş ve üzerinde yine bir yazı olduğunu görmüş.

"Bu sandığı açmadan önce kalbinde kötülük barındırmadığından emin ol."

Atalay, kalbinin temiz olduğuna inanarak sandığın kapağını kaldırmış. İçinde parlayan altınlar, mücevherler ve değerli taşlar varmış. Ancak tam o anda mağara sarsılmaya başlamış ve korkunç bir ses duyulmuş.

"Bu hazine, sadece iyilik için kullanılacaksa senindir!"

Atalay, korkusuzca sesin geldiği yere doğru bağırmış; "Ben bu hazineyi sadece köyümün mutluluğu için kullanacağım!"

Mağara sakinleşmiş ve altınlar Atalay'ın ellerine emanet edilmiş. O günden sonra Atalay, köyüne dönüp bu hazineleri köy halkının refahı için kullanmış. Köydeki herkes mutlu ve huzurlu bir yaşam sürmüş. Ve böylece, cesaretin ve iyiliğin zaferiyle bir masal daha mutlu sonla bitmiş. Gökteki yıldızlar kadar güzel günler sizinle olsun!

10.02.2025 Ankara
Durmuş Ali ÖZBEK
Eğitimci Yazar
Kültür Bakanlığı Halk Şairi
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL