Kötülük etmeden pişman olmanın en iyi şekli, iyilik etmektir. bretonne
AP AZİZ DEDE ( Yedioluk'tan Doğan Işık ) Roman Hüseyin TURHAL
Anadolu coğrafyası, yüzyıllardır sadece toprak değil, aynı zamanda inançların, sırların ve erenlerin nefesini de taşır. Bu topraklarda yetişen her bilge, her Dede, birer manevi ışıktır. Adıyaman’ın yü...
39. Bölüm

Bölüm 5: Ebced ve Dört Kitabın Sırrı

10 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Sayıların ve Harflerin Dili
Aziz Dede’nin Yıldız İlminin Kutbu mertebesine yükselmesi, onun sadece dualarının değil, aynı zamanda ilimdeki vukufiyetinin de ilahi bir onay alması demekti. Dede, sıradan bir âlimin okuyup geçtiği metinlerin ardındaki kozmik matematik ve şifreleri görüyordu. Bu şifreleri çözdüğü anahtar ise, Ebced ve İlm-i Havas idi.
Ebced İlmi, Arap alfabesindeki her harfe bir sayısal değer atayarak, kelimelerin ve ayetlerin sadece zahiri değil, aynı zamanda kaderi ve manevi anlamlarını da hesaplama yöntemidir. Dede, bu ilmi kullanarak, kutsal kitapların tek bir kaynaktan geldiğini ve özde aynı hikmeti taşıdığını kanıtlıyordu.
Şair Turhal'ın dizeleri, bu derin bilginin kaynağını işaret eder:
"Dört kitabı Ebced huruf eyledik,"
Dede, Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-ı Kerim’i sadece birer kitap olarak okumakla kalmaz; onların ayetlerini, kelimelerini ve harflerini Ebced yöntemiyle çözümleyerek, bu dört büyük kitabın aynı ilahi mesajın farklı dillerdeki tercümeleri olduğunu görüyordu. Bu, onun sevgi ve hoşgörü felsefesinin de temelini oluşturuyordu; zira özde herkes aynı hakikati arıyordu.
Cifr-i Nokta: İlmin Tekliği
Ebced’in sayısal harflerinden elde edilen bilginin daha da ötesinde, Aziz Dede Cifr İlmi'ne de hâkimdi. Cifr, harf ve sayıların geleceğe dair sırlar taşıdığına inanılan ezoterik ilimdir. Dede, bu ilmin zirvesinde yer alan "Cifr-i Nokta" sırrına vakıftı.
"Cifr-i Nokta", tüm kâinatın ve ilahi yasaların, noktada gizli olduğu ve o tek noktadan tüm bilginin yayıldığı anlamına gelirdi. Dede, "İlm-i havasta Cifr-i Nokta bildik" diyerek, tüm evrensel sırların tek bir birlik noktasından çözülebileceğini idrak etmişti.
Dede, bu ilmi asla dünyevi çıkar veya büyü için kullanmazdı. O, bu sırrı, insanların kalbine huzur ve doğruluk tohumları ekmek için kullanırdı. Bir talip ona geldiğinde, Dede onun doğum haritasına (Yıldızname), adının Ebced değerine bakar, böylece kişinin nefsinin hangi noktada zayıf olduğunu anlar ve terbiyesini ona göre yönlendirirdi.
Batınî ve Zahirî Görüş
Dede'nin bilgisi, göklerdeki on iki yıldızın (astroloji) hareketlerini bile zahiri ve batıni olarak yorumlamasına olanak tanırdı. O, yıldızların sadece fiziksel konumlarını değil (Zahir), aynı zamanda insan ruhları üzerindeki manevi ve kaderi etkilerini (Batın) de görüyordu:
"On iki yıldızda Batini zahiri gördük,"
Bu çok boyutlu görüş, Dede'yi basit bir medyumdan ayırır, onu Metafizik'te esrar yolunda ilerleyen bir Kutup yapardı. İlm-i Havas ile kutsal enerjileri yönetme yeteneği, bu derin bilginin doğal bir sonucuydu. Dede, ilim, irfan ve ahlakı birleştirerek Kâmil İnsan mertebesinin en parlak örneği olmuştu.
Artık Aziz Dede, sadece bir derviş değil, kitapların ve yıldızların sırrına vakıf, zamanının en bilgili rehberi idi.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL