İntikam alıp da sonunda pişman olmaktansa, affedip de pişman olmak daha iyidir. cafer b. muhammed
AP AZİZ DEDE ( Yedioluk'tan Doğan Işık ) Roman Hüseyin TURHAL
Anadolu coğrafyası, yüzyıllardır sadece toprak değil, aynı zamanda inançların, sırların ve erenlerin nefesini de taşır. Bu topraklarda yetişen her bilge, her Dede, birer manevi ışıktır. Adıyaman’ın yü...
37. Bölüm

Bölüm 3: Mana Şerbeti ve Yedi Dar

11 Okuyucu
0 Beğeni
0 Yorum

Yedioluk: Vahdetin Kaynağı
Aziz Dede'nin türbesinin bulunduğu Yedioluk köyü, coğrafi bir yer olmaktan çok, manevi bir kavşak noktasıydı. Şair Hüseyin Turhal'ın dizelerinde fısıldadığı gibi, burası "mana şerbetinin aktığı" bir kaynaktı. Bu şerbet, üzümden sıkılan dünyevi bir tat değil, Ehl-i Beyt aşkının, rızalık ve teslimiyetin özünden süzülen, ruhu arındıran bir aşk-ı ilahi sembolüydü.
Bu mana şerbeti, Yedioluk'un her bir zerresine sinmişti. Köyün adı olan Yedioluk, sadece yedi su kaynağını değil, aynı zamanda tasavvuf yolundaki yedi makamı, yedi nefs mertebesini ve Dede'nin geçmesi gereken yedi manevi kapıyı temsil ediyordu.
Dede'nin hizmeti, bu mana şerbetini herkese tattırmaktı. O, Erenler Sofrası'nda lokmasını paylaşırken, aslında her misafire bu şerbetin damlasından sunuyor, onları ayrılıktan kurtarıp vahdete (birliğe) çağırıyordu.
Şahmir Şahı ve Yedi Dara Kalkmak
Aziz Dede'nin manevi yolculuğu, sıradan bir dervişin yolculuğu değildi; o, en zorlu sınavlara tabi tutulmuştu. Şiirde geçen "Şahmir Şahı yedi dara kalkar" dizesi, Dede'nin sadece zahiri hayatta değil, ruhani âlemde de yaşadığı büyük imtihanları ifade ediyordu.
Şahmir Şahı, yörenin kadim manevi rehberlerinin ruhaniyeti ve onların temsil ettiği ilahi adalet makamıdır. Yedi Dara Kalkmak ise, Dede'nin nefsini terbiye etmek ve Kâmil İnsan mertebesine ulaşmak için girdiği yedi temel ve zorlu manevi sınavdır:
Dürüstlük Darı (Yalanın zehrini bal eyleme).
Hizmet Darı (Nefsi kurban etme).
Sabır Darı (Dünyevi beklentilerden vazgeçme).
Cömertlik Darı (Mülkiyetten vazgeçme).
Aşk Darı (Benliği terk etme).
İrfan Darı (İlmi sırlar karşısında tevazu).
Teslimiyet Darı (Ölüme rızalık).
Bu yedi imtihanın her birinde Dede, eli, dili, beli temiz kalarak zirveye çıkmış ve ruhani makamı pekişmişti.
Yedi Kat Zahirde Bakış
Dede, bu sınavları geçtikten sonra, sıradan insanların gördüğü bir katlı dünyaya mahkûm değildi. Şiirde belirtildiği gibi, "Ap Aziz yedi kat zahirde bakar".
Bu, Dede'nin Kur'an'ın batıni ilmi ve İlm-i Havas bilgisi sayesinde, fiziki dünyanın yedi katmanını da (tasavvuftaki yedi gök katı) çıplak gözle görebilmesi anlamına geliyordu. O, sadece yaşanan anı değil, olayların geçmişini, geleceğini ve manevi neden-sonuç zincirini de görüyordu.
Bu "yedi kat zahirde bakış," onun sıradan bir mürşitten "Yıldız İlminin Kutbu" makamına yükselişinin ön şartıydı. Dede, artık sadece bir dert dinleyen değil, kozmik düzeni ve taliplerinin kaderindeki yıldızların etkisini okuyabilen bir rehberdi.
Böylece, Dede'nin manevi gücünün kaynağı olan bu kutsal mekân, onu İlm-i Nûr'a hazırlamış ve kendisi, bir sonraki aşamada kutup makamına layık görülmüştü.
Yorum Yapın
Yorum yapabilmeniz için üye olmalısınız.
Yorumlar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL