1880’li yıllarda II. Abdülhamid Umur-u Hafiye Teşkilatını kurdu ve resmi olarak zaptiye teşkilatına bağlamıştı. Bu hafiye teşkilatı fiili olarak padişaha bağlıydı. Bu hafiyeler İstanbul’un en gizli cemiyetlerinin içerisine sızdırılmış özel ekiplerden oluşuyordu. Bu teşkilata girebilmek için özel yetenek imtihanlarını geçmek yetmiyor, soylu bir paşanın da referansı gerekiyordu. Gözü pek cesur zıpkın gençlerden oluşan bir teşkilattı. Keselerinde Padişahın görev namesi ve altıpatlar tabancaları vardı. Hafiyeler boyunlarında üçgen deri kaplama koruyucu muska taşırlardı. Din ulemasının baş hatibi tarafından yazılmış bu muskaların hafiyeleri koruduklarına inanılırdı. İkili karındaşlık sistemiyle görev yapıyorlardı. Zorda kalmadıkça keselerindeki görev namelerini göstermiyorlar, hafiye olduklarını belli etmiyorlardı. Padişaha karşı ahaliyi ayaklandıracak dış düvellerin akçe yardımlarını yakından izlemek amacıyla her banka için, iki kişilik özel bir ekip görevlendirilmişti.