Eski Şiirleri

Felek vurmuş sanki böğrünü delmiş
Şapkayla gizlersin kafanda kelmiş
Uzaktan görünür kelin eskici



...

Dolu güğüm gümlemez,
Dertsiz olan inlemez.
Atasözüne istinaden.

Dertliyim Gün Sazak’tan

...

Emanet ettiğin beden yoruldu artık yok takat
Sakat makat soparlayıp getirdim önüne
Eski fırtınam yok yenildim yokluğunla savaşarak

Sana verdiğim sevdaya sahip çıkamadın

...

Birtanem sende unut gitsin
Ben unuttum kalbim unuttu

...

Nefes alıp vermeyi bu kadar zor eyleme
Başın dara düşünce kapını kimse çalmaz
Dünyayı ikimize küçültüp dar eyleme

Ben nefes alıyorken kuramazlar düşünü

...

Artık korkmuyorum, getirin bütün mutluluklarınızı bende mutlu olayım sizle beraber.Ne kaldı ki bu dünyada, acı paylaştıkta alim mi olduk sanki, nerde o acılar şimdi?Unutulup gitmemek için mutlu günü paylaşmak lazım; çünkü insanlar hep mutlu günlerini hatırlıyorlar. Kimse sıkıntılı anına geri dönmeye, o gününden ders çıkartmaya çalışmazken ben sadece o günlerde anı olarak kalınca, o günlerle birlikte yok olup gidiyorum. Sessizce bitiyorum. Ölüm gibi, ayrılık gibi.Hayatta bununla paralel gidiyor, yazılarımda olduğu gibi sonradan farkettiğinizde eksikleri yerine koyamıyorşum; o anlar çoktan yaşanmış, bitmiştir.Eski yazılarımı okuduğumda, yeni yazılarımdan birinin içindekine benzer bir cümle bulunca; yaşanılan durum farklı olmasına rağmen, aynı cümleyi kurmuş olduğumla yüzleşiyorum. Yaşadığım her şey farklı ama, demek ki ben kafamda yaşamak istediğimle yaşatıyorum kendimi.

Çirkin Postacı YakupHan Ulu.

...

Güneşin sıcağının acizliğiyle beraber
Sokaklarda
Işıklı bedenlere gizlenmiş ruhlar geziniyordu
Ufacık bir köşede
Ayakta kalmaya direnen

...

Zati ne vardı ki şu yalancu dünyada başka aşktan

Eski bir gramafonda kırık plakta çizildi aşkım
Tamir ederdi ederdi gramofoncu lakin plak eski ve önemli
Eski bir garamofonda kırık plakta dönüyordum dönüyordum

...

Gündüzleri sen...
Gecelerimi sensizlik yer, bitirirdi,
Gündüzlerimi sen...
Susamak gibi, acıkmak gibi birşeydi seni özlemek,
Kavuşmamız da doyasıya olsun isterdim,

...

Ey can durma çalış, geçiyor zaman
Takvimler, rüzgara kapılmış,

Misafirsin bu bedene biliyorsun
Vazifeye geldin, boşa geçmesin zaman,

...