Ve sen gittin nehârým!
cansýz duvarlarda andelib’in zârý tutuþtu.
Beyhûde sitemlere düçâr oldu dillerim.
Kendi gölgesine iþtahlanan herc-ü merc vakitlerde,
bir baþkent dolusu soðuk yüz armaðan edip çehreme,
yamalý gülüþlerimi heyelânlarla yýktýnda gittin...
Ve sen gittin nehârým!
yükselen kaldýrýmlarda, belediyelerin kibri kudurdu.
Burun kývýran bakýþlarýn çaresizliðinde,
avuçlarýma bitkin düþtü gözlerim.
Ihlamurlarý sýrtýndan býçaklayan hazan sabahlarýnda,
çelikten saðlam zatürre vedalarý kementleyip ayaklarýma,
umutlarýmý tekerlekli sandalyelere çaktýnda gittin...
Ve sen gittin nehârým!
set çekilen durgun sularýn âhý,
alüminyum tellerde uçuþtu.
Betondan direkler dikti yollarýma elektirikçiler.
Týkýþ týkýþ dolan halk otobüsleri kapýlarýnda,
âhvâline içlendi of çekti dizlerim...
Kendi yansýmasýnda saçlarýný yolan kronik yarýnlarda,
baþ aðrýsýna adaþ ateþleri hârlayýp kollarýma,
yaralý yüreðimde adýný daðladýn, yaktýn da gittin...
Ve sen gittin nehârým!
Ellerimde reddedilmeyen dualarýn recâsý,
Ezan sesleriyle,minarelerde âlemlere tutundu.
Rükn’üne seccade yakýþan namazlarda,
boþluklara,secdeye vardý alným,nemli bakýþlarým...
Sevenin haslet azýðý sabýrlarý,
turâba ödül sunan felek vahasýnda,
sýrattan ince yosunlu urganlarý dolayýp boðazýma,
titreyen sesimi uzlet çukurlarýna attýn da gittin...
Muharrem KÜÇÜK
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.