yurdunu kaybetmiþ bir ýrmak gibi
vurup gittin sol yanýmý
nakýþ gibi iþlenmiþ acýlar býraktýn
þimdi týklým týklým yalnýzlýk kokuyor içim
bozkýrým ben
içimden açan kar çiçeði
ruhumda kýrýklarým var
yalnýzken daha çok kanayan yaralar gibi
ikmaldeyim
etütlere yazýn beni
düþlerime çoktan seçmeli bir soru
yangýnlarda ilk kurtarýlamayacak yaralar var bedenimde
beni bulutlara hüzün yapýn
denizlere dalga
güvercinlere kanat
daðlara kar beyazý
kimliksiz türküler darmadaðýn düþümde
sedir aðacýný yadýrgayan bir baykuþ ðibi gülümsemelerim
yarým býrakýlmýþ kantin çayý
iki bilinmeyenli bir denklem
ya da deterjana yatýrýlmýþ çamaþýr gibi ruhum
bir de sýra sýra ahlar var içimde
üþümüþ kuþlar konar ses tellerime
yüreðimde talihsiz tarifler
hangi seçenekte gizli doðrularým bulamadým
alfabemde eksik harfler var
dar sokaklarda gam
çeldiricilerle dolu kaderim
yasaklý bir pankart gibi gözlerinizi düþürün üzerimden
yaralarýma acýlarý sürün
ölümü sýkýn üstüme üstüme
sonra da hayallerimi gömün sol göðsüme
oysa
ne hava
ne su
ne de toprak
bütün cemrelerimi sana düþürmüþtüm
her mevsim kaç türküye beste oldu bu yürek anlamadýn…
Nisan/2015/Antalya
Sýtký Özkaya