hafif meþrep bir sancý otururken þakaðýmýn altýna
koparýp atasým geliyor parmaklarýmý
ki bir daha
hiç bir ayrýlýkta geçmesin diye adýn..
sen
çakýlýp kalýyorsun ya böyle zamanlý zamansýz
paslý bir kurþun gibi aklýmýn aynalarýna
her yaný
can kýrýðýna bulanýyor duvarlarýmýn
zaman
endamlý bir kederle yarýþýyor
bukle bukle hüzün akýyor saçlarýndan
yer gök
lacivert
akrep yelkovanýn eteðine yapýþýyor ansýzýn
sýtmalanýyor gece
gök yere düþüyor
ay yakýyor kimsesizliðini
tutunup güneþin eteklerine
’’her sokaðýndan
ayrý bir cenaze kalkýyor yüreðimin
hepsinin mezarýnda
ben yatýyorum’’
topuklarýmý deþiyor
yarým kalmýþ þiirlerin ahý
irin akýyor kelimelerinden
cümleler
cüzzam
pis kokulu bir hiçlik musallat oluyor
sol tarafýna yüzümün
içimden çýkarýp içini
sokaða döküyorum
bulaþýcý bir aðrý oluyorum sonra
ne kadar gitsem kendimden
sana çarpýyorum..