vurup giderken fýrtýna
mor bulutlar hazaný çizer daðlara
yollarda göçmen kuþlarýn kokusu
savrulurum
mendilimde hüzzam lekesi
üstüm baþým sen kokarsýn
ah..
ihtimalle kalbinden enfeksiyon kaptým
…
ne zaman bir dalga hýþýmla çarpsa iskeleme
kurutulmuþ karanfiller gibi dokunsan lime lime dökülürüm
ve her yaprak sarýya öykünür penceremde
hangi yönden eserse essin rüzgâr
melteminde ayva kokusu
kuru derelerde çaðlar çýðlýðým
avurtlarýmda gölgesi yorgunluðumun
küstüm sarý çiçeklere
saylamam hiçbir kederi
batmalardan oluk oluk aðýt akýtýn yarama
dorunun da koyusu
al bir ekim isyanýna boyayýn beni
ne çok göç türküleri biçmiþim
ne çok yalnýzlýk destelemiþim içimde
bütün renkler yakuta çalar þimdi
bir daha
çiy yaðacak düþlerime
rüzgar çýðlýk çýðlýk çökecek gecelerime
sapsarý bir tufan býrakacak üzerime
acý holostan geçip dolacak yüreðime
halbuki her çiçek Toroslar’da açar
benim bileklerimi niye hep düþen yapraklarýn mevsimi keser anne
hüzün yaba yaba savrulmakta
üþüdüm
bütün günahlar benim olsun
bir özgürlük türküsü örtün üzerime
tut ki saçlarým kýzýl
derim kara
gözlerim çakýr
Dicle’den sulanýr bir yaným acýlarla
bir yaným aðladýkça bandýðým Sakarya
kime ne...!
…
Bey daðlarý karýný beklerken
öptüm dudaðýndan yayýldý sarý
yapraktan kesildim
daldan düþtüm
sana ödenek ayýrdým
bir demet kasýmpatý býrakýyorum Üçkapý’ya
eteðimdeki taþlarý döküyorum bu þehre
þimdi kalbimde güz acýsý buruk içim
her acýyý umut keser bilirsin
2014/ Aðustos
Antalya/GAMAR