’mor bir salýncaktan düþüyor çocukluðum
sonra yaðmur aðlýyor
kýrýlýyor kolu kanadý bulutlarýn’
þimdi
laciverte çalan her günahý
azad etme vakti
þimdi
geçme vakti senden
ki
aklýndan yara almýþ kelimeler
oymasýn gecenin gözlerini
bakma öyle
her þafak vakti
yokluðuna ekmek banýyorken ben
aðýrlýðýnca sen geçiyorsun
sessizliðinden sokaðýn
elimi eteðimi sürükleyerek
peþinden devirdiðim cümlelerin
altýnda kalýyor zaman
avuçlarýnda sakladýðýn ihanet
yaðlý bir urgan olup
asýyor varlýðýmý orta yerine kýyametin
ve ateþ kaybediyor kutsallýðýný
sen
karýn boþluðunda yatarken cehennemin
ölümü aratan bir sancýnýn
adýný üflüyor kulaðýna deccal
sana sýðýnýp
yaradaný unutan yüreðimin
sað omzumdan düþüyor cennet
ve utanýyor melekler
gelme!