Saydam ve Kırılgan...
"unutulan bir þarký kadar boþtuk aslýnda
Ve örselenmiþ bir yalanýn içi kadar dolu..."
Kýyamete koþuyorduk durmadan
Ardýmýza bakmadan eriyorduk ateþle
Kutsal bir vuslat öyküsüne hasrettik
Burnumuzda tütüyordu aþkýn dokunulmazlýðý
Kan tükürürken evlerin bacasý
Biz þaraptan harelerle demleniyorduk usul usul
Yani usulünce oluyordu her þey...
Bir kalp sýzýsý kadar yaklaþtý bakýþlarýmýz birbirine
Ellerimiz denizaþýrý ve yasak kentler gibiyken
Sözlerden halka, gözlerden zincir yapýp
Dil deðmemiþ uzaklara açtýk yelkenimizi
Ne sen sordun, ne ben söyledim dileðimi
Ki onca açlýk içinde tokluða bileniyordu tenimiz...
Kaç fersah uzaktaydýk ihanetin koynundan
Kaç yalan gömdük tertemiz özümüze
Gözümüzün içine atarlarken kýzýl topraklarý
Ne doðrular haykýrdýk derisi ar’sýz yüzlerine
Aþkla emzirirken elimize geçen her þeyi
Gökyüzü aðýyordu cebimizdeki umuda...
Kadife bir týnýydý ellerinin busesi
Dudaklarýn naðmeler d’okurdu kulaðýma
Bahar yeþili dallarý vardý gözlerinin
Adýn, geç kalmýþ bir cuma sal’asý
Müjde verirdi gelmiþine geçmiþine inanmýþlarýn
Secdede bulurdum kendimi hep iki vakit arasý...
Biz okuyaduralým aþkýn esamesini
Ýpliði pazara çýkmýþ iblisin
Ýnsanlýðýn elinde çileden bir yumak
Ördükçe sökülüyor ömrü ilmek ilmek...
Saklasak herkesi, her þeyi aþkla
Yumsak gözlerimizi yeni bir sabaha
Vururlar mý ki gölgemizi güneþ doðunca..?
Özlem Tarhan Yaðcýoðlu
herhangi bir gün/ ne fark eder ki...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.