zaman
doldukça heybemize çýngýraklý yýlan misali
göz kapaklarýndan vuruluyor hayat
ve
ister istemez öðreniyoruz
zor zanaat olduðunu yaþamanýn
çýrýlçýplak geliyoruz ya dünyaya hani
koca bir ömrün
avuç içlerimizde saklý olduðunu sanarak
sonra
her defasýnda
bir beden büyük geliyor
giyindiðimiz kimlik
kaðýttan gemiler yapýyoruz güle oynaya
afili de bir isim yazýyoruz üzerine
kurþun kalemle
güvertesine büyük umutlar sýkýþtýrýyoruz
yelkenler fora
ama öðreniyoruz çok geçmeden
kaðýdýn okyanusa direnemeyeceðini
git gide büyüyoruz umutlarýmýzý küçülterek
her gün biraz daha özleyerek çocukluðumuzu
keþkelerden kefenler biçiyoruz geçmiþe
ve büyümek
ölüme çeyrek kalýyor zamanla
zaman
ölüm oluyor...unutuyoruz...
kendi sahnemizde baþ role soyunuyoruz
pazartesiden açýlýyor perde
sonra yine pazartesi kapatýyor
salý, çarþamba, perþembe
vs... vs...
ama
her gün pazartesi oluyor
ayrýlýklar sýkýþtýrýyoruz ceplerimize
üzerine bulutlar çizdiðimiz resimleri
aðlatýyoruz her gün
anlatýyoruz bilindik hikayeleri bilmiyormuþ gibi
aldanýyoruz
adamakýllý aldatýyoruz kendimizi
kýrýlýyoruz en olmaz yerinden canýn
aklýmýza pembe elbiseler giydiriyoruz
örtüyoruz üstünü kaybetmiþliklerin
yamalý maskelerle
sonra
bir kahkaha koyveriyoruz acýyan tarafýmýzla
ve her gece
sol yanýmýzdaki aðrýnýn
üstüne yatýyoruz