ayşe
uzak bir istanbulda
uzak uzak bir fýndýkzade
orda bir abdullah oturur
turgut’la cemal’le birlikte
dünyadan azade
her gün bir dünya yaratýp durur içinde
kýyametine yedirir
yakýnýmýzdýr
yalnýzlýk içinde
tanýsýz ur gibi büyürken
bir gün ayþe deyiverdi çinden bahseder gibi
ayþe dedi ve geri aldý sözü
siyah beyaz gizli bir fotoðraf düþürmüþ
yerden alýrmýþ gibi telaþla
ama ben ayþeden
aralýk kapýyý anladým
pencerede sardunyayý
kuþlarýn noksansýz döndüðü dünyayý
buruþturulup atýlan sýkýntýyý anladým
görmedim ya çok güzel bir kýz ayþe
saçlarý tozunu alýr abdullahýn
akþam geldiðinde gözlerini hiç yummaz
abdullah söndürür ýþýklarý israf olmasýn
yeþil olur pencere
görmedim ya ayþeden filizi anladým
salýnan dalý anladým incecik ayaklý
kucaðýna bir çiçek bahçesi sýðmasýný
meyve olmayým diye çýrpýndýðýný çaðlanýn
kýpkýzýl bir dudak vardý aðzýnda
ayþe derken
çýrýlçýplaktý
küçük bir çocuk kocaman bir hayvandý
ayþeye geciktiðine piþmandý
istanbul ayþedir þimdi
fýndýkzade ayþede bir semt
ayþeyi görmedim ama
ben baþka iklimleri denizleri de bilmem
bilirim büyük okyanus ne kadar derin
ayþe deyince afet! dedi ya abdullah:
a’dan depremi anladým
y’den yangýný þ’den seli
e abdullahý yarattý
biraz abarttým
ömer faruk hatipoðlu (araf, 2007)
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ömer Faruk (ofh) Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.