MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Şiirin Şiiri...
Muharrem Küçük

Şiirin Şiiri...







Rüzgarýn hoyratça þýmarýk estiði bir dað baþýnda...
gözlerini alabildiðine baharýn ölümüne kilitlemiþ
sesli düþüncelerini sayýklayarak
dalýndan düþen bir yaprak gazeli gibi
yýðýldý genç adam
yüksekçe bir taþýn üstünde...


Zoraki aldýðý nefesi kendisine gurbet ezasý
veriyorken
dudaklarý tir tir titriyordu
Konuþmaya dahi mecali yoktu,
güç bela fýsýltýlar dökülüyordu dilinden
Eylül diyordu eylül...


Ayaz bir sevdaya tutulmuþ
yüreðinden vurgun yemiþti belliki,
Umrunda deðildi hiçbir þey
ne sevdalýsýndan hatýra diye caný gibi sakladýðý
kol saati
nede o çok sevdiði mavinin
kendisini griye boyamasý...


Genç adam sadece kendisinin anlayamadýðý
ve kendisini anlatamadýðý bir dünyayý düþlüyor
mýrýldanýyordu...
Eylül diyordu eylül...


Arada sýrada aðýrlaþan göz kapaklarýný aralayýp
bütün yönlere parçalýyordu bakýþlarýný
parmaðýyla karþýlarý gösteriyor
bana eylülden bahsedermisiniz diyordu
bütün söyleyebildikleri bu kadardý...
Eylül ise çoktan baþlamýþtý kendisini anlatmaya


Evlerin bacalarýnda güneþe veda eden kuþlarýn eli
ayaðýna dolaþmýþ
kaderine hicret yüklenmiþ kanatlarýyla
sessizliði ýslatýyorlardý þýpýr þýpýr...


Kapýlarýn zillerine basýp
mutluluklarý soluyarak kaçýyordu sisler
nümayiþlerini takýnýp kuyruklarýna
kaçýyorlardý...


Kardelenler yerin kulaðýndan bezmiþ usanmýþ
hüzünlere kulaklarýný týkayarak
güneþe iltica ediyorlardý...
Nergisler,menekþeler,güller
kýþlýk mutluluklarýný saklýyorlardý topraða....


Yanlýzlýða terkedilmiþ ihtiyarlarýn evlerinden ilaç
kokularý iyice kendini hissettiriyor
Duvara asýlý bir tablo ýþýklarýndan soyutlanmýþ
her dokunuþta beyazýndan küsüyordu...


Ve vakit akþam olmuþ
ezan sesleri yükseliyordu vadideki cami
minarelerinden...


Rüzgarlarýn en sevdiði melodilerdi
daðlara çarpýp gelen ezan naðmeleri
ezan döþürüp sinelerine
güneþin gölgelerine segirtiyorlardý
hiç durmak bilmeden segirtiyorlardý...


Bir çocuklar seviniyordu eylülün geliþine
tatlý uykularýn arefesinde masalý bekleyen gözleriyle....
Birde ayrýlýk
þöhret sevdasýna kapýlmýþ aðzý kulaklarýnda...


Aylardan eylüldü
Eylül bir aydý sadece,
yanlýz genç adama hep eylüldü dünya...


Genç adam
içini yakmýþ bir þiiri içiyordu ellerinden
kendi þiiriydi solmuþ buðday sarýsý sahifelerle
yazýlan...


Aniden duyduðu bir nida ile irkildi
OKU diye inledi bir ses
Tanrý olamazdý bu sesin sahibi
kimdi bu,
kimden geliyordu bu ses...?
çok geçmeden farketti sesin sahibini
evet evet bu ses hüzünün ta kendisiydi
hüzünlü kalpleri seven rabbi
ona hüzünle seslenmiþti...

OKU...

Dipsiz kuyularýn iniltilerinden türküler güfteledim
duymadýn
yüreðimden dört nala þiirler koþturdum satýrlara
oralý dahi olmadýn
serdim sofralarýna katýk niyetine ömrümü
gün görmemiþ dünümü
umutlarýmla taze piþirdigim bu günümü
hayalimle kimselere dokundurmadýðým yarýnýmý
yinede kabullenmedin beni sevgimi
hiç pahasýna harcadýn aþk sermayemi...

Þimdi sustur içindeki ben adýna herþeyi
Gel birde benden oku bendeki beni...


Minnet etmedim yüzün öptüðüm güllere
avuç avuç mihnetin damýtýp yüregime
nefes nefes içime çektim cefaný cevrini
Isýrdým dududaklarýmý hasretimin
Çýtýmý çýkarmadým
Sessizce aðladým...

Benden kopardýðýn soðuk anýlarýmýn koynunda
sabahladým her geceyi...

Kendimce mutluluðu sahneledim cam kenarlarýnda
daðlarý denizler gibi dalgalý görmek ne güzeldi
bakýþlarýmda,

Ebruli bir düþün,
yeþili boz bulanýk taþlara kazýdýðýný görmek ne
güzeldi...
Çocukluðumda....


En garibide neydi biliyormusun.?
yaramazlýk yapardým yanaklarýmý okþardý annem
ben yinede anne diye aðlardým...

Yaðmur sonrasý söküp çýkardýðý çiçeklerin kokularýna
hapsedilen bir çaðlayan gibiydi gözyaþlarým
zafer sarhoþluðunda mutlulukla taþan...

öylesine þen’in öylesine þen’ki sorma...

Bir aðaç dalýndan kocaman ormanlarý kurardým
kumsallara
Ýçimde bir uhdedir naylon oyuncaklarým olmadý hiç
arabaya benzeyen taþlarý arardým selgahlarda
hayal dünyamý heyecanlandýrýr bulurdum en

afillisinden taþ arabalarý...
ayazý vurmuþ kalbine dünyanýn
soðuk olurdu oyuncaklarým
avuçlarýmda ýsýtýrdým...


Dere üstüne kurulu tahta köprülerde gadak atardýk
arkadaþlarla
yükseklerde olmayý marifet sayardýk

Þeytanýn ayaðý hamurdan benimki demirden der
atlardýk
suya
topraða
taþa
acýrdý ayaklarýmýz tabanlarýndan kývranýrdýk
Yinede bozmazdýk sözümüzü
aðlamazdýk...
dayanamadýðýmýz vakitlerde kavga çýkarýr
kavgayý bahane ederdik göz yaþlarýmýza...


Karnýný doyururduk taþlarýn
sivri uçlarýnda paylaþýrdýk,elmalarý ayvalarý
hoþumuza giderse sal halleri
otlarla kareler çizer üstüne
ufacýk taþlarla donatýp çizi oynardýk.
Kim bilir
belkide biz taþlarýn çocuðuyduk...


Kaderimin karasýndan rengine bürünürdü
lastik ayakkabýlarým
karlarda güzel izler býrakýr,
kar türküsü söylerlerdi okul yollarýnda...
hep arkalarýndan yýrtýlýrlardý,
yamalardýk,
Annem gözlerini benden kaçýrýp
bak yenisinden daha da güzel oldu derdi...
Kar ayaklarýmý ne çok severdi...


Babamýn kucaðýnda uyuyup
sarýlamadým boynuna
birkez olsun çekemedim kokusunu içime
taaa cigerime...
Erkek çocuðuymuþum
þýmarýrmýþým...
hem adetmiþ,
büyükler yanýnda çocuk sevilmezmiþ...


Ben annemin eskiyen eteðinden diktigi kitap çantamda
kurumuþ ekmek kýrýntýlarýndan çekerdim
burnuma baba sevgisini...
Koklardým
öperdim
alnýma koyar
koklar yine öperdim...

Bayramlýk elleriydi babamýn öptüðüm ekmekler...
__________


Not : Bu yazýyý kaleme alýrken akýttýðým her bir
gözyaþým okuyan kalplere duam olsun...

21.09.2013 Muharrem Küçük

kendinol
Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.