mýrýldanýyordun mazide kalan bir fotoðrafýn yanýnda
kalabalýk çerçevesinin insanlarýný hatýrlýyordun
elinde acýlarýn haritasý dururken
ortak seslerin duyulan ritimlerini görüyordun
kýyamet resminin
bitimsiz korkularýnýn karþýlaþmýþlýðýnda
iki yabancý mevsimiydi aþk, yine korkuyordun
gece boyunca
baykuþlar ötüyordu
sen söylemek istediklerini diyemezken
sýyrýlýp gidiyordu umudun
gündüzün ünlemlerinde asýlý kalýp, ölmek istiyordun
mýrýldanýyordun
çünkü haksýzlýðýnýn duyulmasýný isteyip
hem de istemezken
duvarlarýn þahitliðinde cesaretinin mahkemesine el yüz sürüyordun
biliyordun ki
aldýðýn nefesler sana ait olmayan çocukluðunun hediyesiydi
biliyordun ki
yargýlandýðýn günler sana ait olan cezalarýn habercisiydi
...
içimizdeki bastýrýlmýþ ilkel suskunluk yeri
hayat yýldýzýmýzýn can bulduðu
sihirli bir sýrrýn
sýðýnma yeriydi
geldiðinde
gittiðinde
yüreðime yaðan yaðmurlar
bildiðimiz ne varsa avuçlarýna sarýp
kayýp ýþýðýný sokaklarýmýza takýyordu
i mge dünyasýndan
bizi anlatacak bir iki kelime seçiyordum,
sen anla diye
kalýn bir çizgi çekiyordum beklentilerimin üzerine
ve bir uyku boyunca
rüyalarýmý gökkuþaðýnýn yanýnda gezdiriyordum
ufkum
usumun kenarýnda duruyordu
bense seni okuyordum
mýrýldanýyordum, fasýlsýz þarkýlarýn son notalarýnda
kýzýl akþamlarýn birikintili bakýþlarýnda seni okuyordum...
(Ýlknur Karaca)
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.