Mahallede bir bakkal vardý namýyla Acem, Birkaç zenginden biri ise eþraftan Adem. Virane toprak damda oturuyordu Þebnem, Gözlerde kalmamýþ fer alnýnda biraz perçem.
Eve bakacak mecbur, Þebnem etmezdi sitem. Baþka çaresi yok ki; gidip çalýþmak elzem. Yoksa durup sorar mý gözyaþýný elâlem? Kaldý mý çalýþmadan harçlýðý veren sersem?
Akþama ýrgatlýktan dönerken eve özlem, “Erzak lâzým mý kýzým?” diye seslenir Acem. Bilirdi yok evinde aþ fakirin bir dirhem, Arkadan defterine gizlice yazar zimem.
Hasat olunca ekin, çözüm bulurdu denklem, Adem uðrar dükkan’a, sorardý: nedir mahrem? Bakkal derdi: çok fazla deðil var üç beþ kalem. Zengin öder bilmeden, buydu o devir yöntem.
Þimdi her þey ortada, var mýdýr þöyle sistem? Gösteriþle yaparlar modadýr zaten görkem. Fakir ile zengini bilmezdik eski dönem, Bu zamanda insanda kalmadý böyle erdem.
Zimem (ç:zimemat): -Eski dilde- borç (ç:borçlar)
Sosyal Medyada Paylaşın:
bekir güçlüer Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.