Bin sekiz yüz sonu, bin dokuz yüz baþlarý Bekir ile Bayram köyün delikanlýlarý, Sýrt sýrta verince yenemezdi kimse onlarý. Kayýt tutulmamýþ ne zaman doðdular, Ýkisinin de birer kýz kardeþi var. Kýzlar, sanýrsýn ay parçasý. Dillere destandýr Arnavut kýzlarý.
Bekir, Hatice’ye âþýk, Bayram ise Mihriye’ye sevdalý. Bayram Bekir’den ister Allahýn emriyle Mihriye’yi Bekir ; “olur” der, “Ama sen de vereceksin bana Hatice’yi.” Düðün dernek kurulur, gençler murada ererler, Köyün diðer delikanlýlarýyla kýzlarý, Bu iþe pek üzülürler.
Mutlu günler uzun sürmez Kosova’nýn Gî(y)lan Köyünü sarar yýlanlarla çýyanlar. Saldýrýrlar; Bir yandan Sýrplar, bir yandan Bulgarlar. Balkanlar kin kusar, ahali kan aðlar. Karþý koysa da baltasýyla Bayram, Artýk bu topraklarda durmak ona haram. Daha Ýdris yeni düþmüþ ana karnýna, Bekir’i alýrlar silâhaltýna. Derler ki; “Bekir Çanakkale’ye gitti, O’ndan bir daha haber gelmedi.” Hatice o yýl Ýdris’i dünyaya getirdi. Lâkin; Ne Bekir gördü Ýdris’i, ne de Ýdris Bekir’i.
Zulme dayanamadý Bayram gayrý, Hem, yok artýk can arkadaþý. Verdi zor da olsa kararý. Þimdi Anadolu’ya göç zamaný, Zor geliyor bu topraklardan ayrýlmak, Bunca eþ, dost, akraba, Mal, mülk, emek… Ne olacak? Çaresiz yok paraya satacak, Zor günlerde O’na harçlýk olacak. Geride kalanlarý Allah koruyacak
Bir gece vakti akrabalara edildi veda, Bir daha dönmemek var bu yolda. Bayram, karýsý Mihriye, Oðlu Haydar ve bir oðlu daha, Kýz kardeþi Hatice, yeðeni Ýdris, Bir kýz daha vardý Ýdris’ten büyük, o da abla. Yükü sardýlar katýra, eþeðe, Modurladýlar yeni bir geleceðe, Ulaþamadýlar hemen menzile.
Yedi yýl dolaþtýlar daðý bayýrý, Eþkýya kesmiþ Anadolu’ya giden yollarý.
Umumi harp bitti, Ve sonra; Düþmandan temizlendi yollar. Geçtiler sonunda Anadolu’ya. Harp bitse de, göçmenin derdi bitmez. Umut edilen günler bir türlü gelmez. Yakalarýný býrakmaz yokluk, açlýk, periþanlýk, Ah! Olmasaydý bir de þu hastalýk. Melun sýtma yakaladý; Bayram’ý, oðlunu ve Mihriye’yi , Hatice’nin kýzýný ve Hatice’yi, Mecbur, açtýlar dengi, serdiler döþeði. Adapazarý’nda beklediler iyileþmeyi. Ne kadar birbirlerine sarýlsalar da, Talih deðildir onlardan yana. Mihriye’yle oðlu, Hatice’yle kýzý, Göçmenliðe dayanamadýlar daha fazla, Teslim oldular Sakarya’da Allah’a.
Yeðeni Ýdris yedi, oðlu Haydar beþ yaþýnda. Sadece Bayram kaldý kýzanlarýn baþýnda. Ama O’da çok hasta.
II GÖÇ DEVAM EDÝYOR
Bayram inançlý ve dirençli, Bu göç sona ermeli. Deðneðine dayanarak kalktý ayaða, Vardý Mülâzýmýn yanýna. “Kumandan! Bize yol ver, varalým menzile!”
Anadolu ateþ çemberi, Bir yanda Yunan, bir yanda isyan, Mülâzým önce “olmaz” dedi, "Yollar çok tehlikeli” Sonra baktý ki; Bayram yol iz bilmez ama gitmeye kararlý, Emir verdi bir Zaptiye’ye: “Götür bunlarý Kayseri’ye!” Döndü Bayram’a, sertçe dedi: “Sana ait neferin iaþesi!” Bayram sevinçle sarýldý kumandanýn eline, Palaný vurdular yeniden eþeðe. Zaptiye önde, Ýdris ile Haydar eþekte, Bayram arkada, Düþtüler yine yollara.
Bilinmez bu yolculuk ne kadar sürdü, Bir sabah gün doðarken uzaktan Kayseri göründü. Zaptiye onlarý doðruca kumandana götürdü. Sonra gittiler Nüfus’a. Memur kaydetti Bayram’ý, Haydar’ý, Ýdris’i kütüðe, Dedi : “Hoþ geldiniz memleketinize” Yerleþtirdiler Rumsultan’da metruk bir eve, Helalleþerek veda etti zaptiye.
Bayram dayanamadý göçmenliðin yüküne, Viran evde yatak döþek yatmakta. Çocuklara ise, komþular bakmakta. Ýki ay kadar baðlandý Bayram yataða, Sonunda kalktý saðlýkla ayaða. Komþularý iyi olsa da, kalmadý Bayram’da para. Baktý, günlük iþlerle çýkmýyor nafaka, Karýn doyurmak için daha çok lâzým çaba. Çocuklarý emanet etti komþuya, Ýþ aramak için gitti Ankara’ya.
Bayram döndü Ankara’dan, Çocuklara dedi: “ Gidiyoruz buralardan.” Çocuklar dedi: “Yine nere?” Bayram dedi: “ Göçeceðiz hep birlikte Zir’e." Zir, verimli yemyeþil bir vadi, yakýn Ankara’ya, Memleket özlemini hafifletecek, Benziyor az da Gi(y)lan’a. Çocuklar sevdi buralarý. Bayram da bulmuþtu önden gelen dostlarý.
Biraz rahatlamýþtý Bayram. Sofraya koyuyor artýk aþ ile ayran. Ama yine de huzursuz, Bu göçmenlik bitmeli! Çocuklar kurtulmalý, rahat etmeli! Ne yapmalý, nasýl etmeli? Düþünürken Bayram, geldi aklýna, “Çocuklar mutlaka okumalý, iyi yetiþip adam olmalý.” Topladý yine iki parça yorganla döþekleri, Ankara’ya vardý kaptýðý gibi çocuklarý. Biraz geçmiþ olsa da yaþlarý, Hamam Önü’nde bir mektebe yazdýrdý. Ýdris ile Haydar çalýþkan, okulu çok sevdiler, Öðretmenleri de sevdi onlarý. Seneler geçti birer birer, Çocuklar Ýlk Mektebi bitirdiler. Bayram dedi : “Devam etmeliler.”
Bayram, Mihriye Sakarya’da öldükten sonra, Bir daha hiç evlenmedi. Ama kýzanlar büyüdükçe, onlara da yetemedi. Çocuklar, öðretmenden duymuþ, asker olmak istiyorlar, Bayram’da öðrendi ki, Konya’da Askeri Orta Mektep var. Aldý Ýdris ile Haydar’ý vardý Konya’ya, Kayýt için girdi sýraya. Kayýt eden zabit dedi : “Olmaz!” Bayram dedi : “Bre niye?” Zabit dedi: “Bunlarýn soyadlarý ne?” Bayram þaþýrdý. Dedi: “ Benimle, Haydar’ýnki Mirilak, Bu yetim yeðenimdir, onunki de "Darvadel” Ýdris’e bakarak. Zabit yine dedi :“Olmaz! Yeni soyadý almanýz gerek.” Seðirttiler Nüfus’a. Bayram anlattý derdini memura. Memur dedi :“Eskisi olmaz. Size vereceðim yenisini. Madem ki; bu göçün içinden çýktýnýz GÜÇLÜ, Bu güçlükler içinde, çocuklar da oldular ER, Üçünüzün de soyadýný yazdým , “GÜÇLÜER”
Yeni soyadlarýyla döndüler askeriyeye, Çocuklar girdiler imtihanda terlemeye, Ýki gün sonra dediler: “ Kazandýnýz sýnavý, Þimdi gidin hastaneye, Olacaksýnýz muayene.” Muayenede Haydar’ýn gözü çýktý bozuk, Çok istese de asker olamadý, yazýk! Ýdris’i önce Allah’a sonra emanet ettiler orduya, Bayram ile Haydar üzgün, döndüler Ankara’ya.
Seneler geçip, Ýdris okurken Harbiye’de Haydar da memur oldu Maliye’de.
III BABA! BÝZÝM MEMLEKET NERESÝ?
Bir gün sordu Ýdris’in oðlu: “Baba, arkadaþlarým yazýn memlekete gidiyoruz diyorlar, Biz niye hiç memlekete gitmiyoruz...Bizim memleket neresi?” Ýdris çevirdi baþýný pencereden yana, Baktý uzaklara… Yakýþmaz belki askere aðlamak ama, Belli ki gözler dolmuþ yaþla.
Sonra döndü Bekir’e: “ Oðlum!" dedi. "Bizim memleket TÜRKÝYE.”
**************** Kayseri Merkezdeki "Rumsultan Mahallesi"nin ismi sonradan, "Cumhuriyet Mahallesi" olarak deðiþtirildi. Zir Köyü, Ankara- Ayaþ yolu üzerine "Yenikent" ismiyle taþýndý. ****************
Sosyal Medyada Paylaşın:
bekir güçlüer Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.