Kimse inanmýyordu, terimin yanaðýma tozlarla çizdiði soyutlukta Açan çiçeðin sen olduðuna Ya da ateþle arýnacak alnýmdaki yaðlý lekenin O yangýndan kaldýðýna…
Kimse bilmiyordu hiçbir eþyanýn dilini, Oysa bir çay bardaðýnýn, aynanýn, kapanmýþ bir valizin Bir kokunun ve bir yolun anýlarý, Sevmek kadar zor, sevmek kadar kolaydý.
Hep dünyaya çýkýyordu Mutluluðun kaybetmek olduðu mekânlarýn adresleri Kazandýkça eksilen bir lisaný anlamak zorlaþýrken Biz, kaybettikçe çoðalmayý seçiyorduk. Sonunda kendimiz oluyorduk, benim gözlerim büyüyordu, Görüyordum; Her kapý ayrý bir his uyandýrýyordu Varlýðým ve yokluðum kadar varmak oluyordu yaþamak.
“Hasret sevmekle mi baþlar, Senden ötede midir sýnýrý maveranýn?”
Ne kadar kutsalsa o kadar tenhalaþýyordu yürünen yol Yükümü, vazgeçtiklerimce hafifleten bir mevsimin serenadýydý Ýkiyi bire indirmenin arifesinde bir yaðmur, Ve aþk, yalnýzlaþýyordu…
“Usta söyle, kaç yalnýzlýk ediyordu aþk, ya da kaç terk-i diyar Ve aþkta gerçekten var mýydý hayat?”
31.12.2012 Sosyal Medyada Paylaşın:
mehmet abdırgan Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.