Direniþim, Meskensizliðe kaptýrýlan bir düþ yalpasýnýn kuytusundaydý, Zemherinin mihengine dayanan dizelerimin kundaðýnda can izlerim…
Selamýn bilindi firakýnýn alazý, Karanýn aç gözlerini kucaklayan bir coðrafyada, gecelerce kelamýn.
Çoktan ve azdan habersiz an savurganlýðýnda Yalnýzlýk doyuran bir mevsimdi sokaklarý, Aklandýkça yazgýma uzanan Bir sevdadan bin zamanýn þakaklarý.
Siyahýn hükümsüzlüðüne aþktý adanýþý adýnýn En asil kelimelerimin sunaðý.
Yoktun sen;
Yokluða atýlan düðümsüz bir kemendin ýslýðýydý Adýmlarýmýn çýðlýðý; Üç vakte düþen hüzün telvesi Ve çift yapraklý papatya fallarýnda yinelenen yanýlgý…
Bâb-ý aþka sürülen yüzlerce müptelaydý çizgilerim Gitmenin buyruðuna oyalý sabahlarda gül duasýna; Ve sam’larýna durdukça yüzüm Yoktun… Vuruldukça son sözüm…
Yoksun sen;
Yýrtýlýr en zayýf yerinden Saati gece yarýsýný vuracak bir masalda Yüreðime giyindiðim suretin.
Ellerini sitemkâr bir baharýn ellerine verdim Þimdi, kýrýk bir fotoðraf hikâyesidir gözlerin.