kan tepesinin gözleri mor,
hýçkýran bir namerde döndü yüreðim,
ne sözünü tutar,ne hicap eder kendinden,
hayasýz, arsýz, densiz, denksiz sevmekte,
hudutsuz,nihayetsiz, pervasýz ölmekte.
kahrýn da hoþtu, lütfun da,
bakýþýn bir bahara denk gelirdi ki en renklisinden çiçeklerle dolardýn,
kuþlarýn, kelebeklerin, ahengin, güzelliðin kýskandýðý varlýk,
sen bu diyarýn renklerine benzemeyen pembesi,
kokusuna benzemeyen gülüydün,
sen gönül ufkunun,þakýyan bülbülüydün...
beynimde anýlar saðanaðý,
sokaklarýmý süpürdü yel,
tertemiz tanelerinde bir sevdanýn kýrmýzý tortusu,
üzerinde nasýrlarýyla bir el,
açýk,bitkin,sessiz,sevdan bir ömür törpüsü,
içimde çýrpýnan bir canla,
varla yok arasý,sonsuz bir heyecanla,
bazen kadim bir vakar,bazen çocuk bir afacan,
bir ummana sýðmazken,bir yüreðe sýðacan,
aþkýn girdabýnda afyonlanmýþ dimað,
esaretinde biçare kuldum,
gönülden gönüle ne dertlere koyuldum,
saadet ikliminden dert deryasýna kovuldum,
neyse ki buymuþ kaderimin cilvesi,
ben mecnunuydum leylanýn,
leyla kimin leylasý,
sevda dedikleri ilahi nurun aynasý,
nurunda Hak zahir oldu kul batýnýnda,
kula Hak doldu
leyla kim ola!
aþkýn gölgesinde baðla atýný,
ayýkla saçlarýndan kepeðini,bitini,
tam besle karnýný,akýt suyunu sütünü,
el ver ki kaldýrsýn bedenini ruhundan,
aþk deðirmeninde piþsin aþýn,beþer unundan...