daðlar bahçem
diþlerinin arasýna alýp hýrsla
sýktýkça sýkýyor
göðe baþ kaldýran gölgeni
zaman deðiþti
ne derine sýzmýþ nehirdir alýnteri
ne þerefli düþler kotarýyor kendini
acele etme, dinle
boy atýyor günü bitirme telaþý
ve gidenlerin
aklýndaki sessiz yolculuk
allýðýný sürmüþ sarhoþ güzelin
tuvaline bir gecede çizilen yoksulluk
çiçek açýyor
okunmamýþ gazele
akabinde teselli sözleri
kusura bakma bazen
anlamýyorum büyüme öfkeni
zaten temelleri saðlam deðildi
git gide sýrtýna yaslanan
yaþlanan dünyanýn
güneþ vurunca dökülecek bir avuç
birikmiþ bütün kirleri
özle bahçem öz’le
çok eskiden
gözleri mektup bakan insanlar vardý
bir selamýn hatrýna aniden
göçüverirdi bütün dostum kuþlarý
uzak dediðin neydi
topraða düþtüðünden beri
böyle þakýyorsun
ara sýra aðlýyorsun üstelik
anneni özledin diyeceðim de
düþün bakalým kim yeþertti seni
utanmak zor mu sahi
yeni yetme özne
cümlenin içinde kolayca dirilen
dirildikçe içini kemiren kurt
ama ben yanýlmýþým yazýk bir avuç
bahçem üzülme
zaman doydukça doysun
umut sularý çekilmez
yaþamak da çekilmez ya neyse
sen yine de en temiz filizini sür
çirkinliðin kül karanlýk yüzüne
senin adýn çocuk olsun