bu satýrlarda binlerce kadýn
binlerce erkek/etten kemikten duvarlar
fevkiyle insan/þevkiyle iblis/tesiriyle hayvan
öldürdüðüm ve yaþattýðým
binlercesi...
I-
ne sýký bir aðrý bu; yumruk gibi acýtan
ve körükleyen doyumsuz kalabalýðý
kalabalýk yalnýzlýðý
gürültüyü peyderpey yoklayan
sen ey!
kýnýndan sökülüp kanýmda gezinen zehirli hançer
beni incitiyorsun
durgun bir ölüm deðil
yekpare bir yok oluþ ve yeniden diriliþ bu
yalnýzlýk zapdedilmezliði kamçýlýyor
þayet bu kadar dirençsiz olmasaydým
aramamak için uyumazdým zavallýlýðýmý
rüyamda görsem özlemeyi dilemezdim
oysa saçlarýn
oysa bileklerin
ve gördüðüm tüm beyazlar beni zorluyor
þakaklarým zonkluyor
her þeyi güçleþtiriyor duruþun
öyle serseri bakma, böyle sefil susma
rezilce sever oluyorum
ciddiyim bakma gözlerime n’olur
bakma diyorum!
’yere batasýca gururum!
nasýl da ölçüp biçti! nasýl da...
kör olasýca!
caný çýkasýca!’
býrak gitsin, býrak git(! bir kuytuya )sin... diyorum
aldýrmýyor! çok utanýyorum
her týkýrtýya kulaðý takýlýyor deliliðimin
(benim için)
ciddi bir trajedi bu/ böyle inanýyorum
-aðýt... (?)
hani bildiðimiz nihavent
okuduðumuz düzinelerce ansiklopedi yýðýný
duyduðumuz bir yanký deðil yalnýzca
hangi dilde olursa olsun acýtan ve acýdan sancýtan
uzaya dökülen yýldýzlar gibi, sýzý gibi bir çýðlýk
þimdi ben, ben aslýnda
dillenmemiþ yaþlar döküyorum bildiðim en suskun dilde
göðüs kafesimden taþan lisansýz aðrýlarýmla
mideme kadar kramplar peyda eden
sabahýn dördü hani
pürtelaþ
-ne diyordum?
bazen seni üzmek için sustuðum oluyor
ah bilinmez kadýn hallerim, aldýrma
anlamaya çalýþ
(zira; gülünç bir durum bu!)
II-
beni özle (nasýlsa) birazdan geçer
böyle istediðim de oluyor ara sýra
günlerce öylesine sustum ki
artýk ko(nu)þuyorum dolu dizgin devinen taylar gibi
-prangalanasýca dilim!
hadi el ele tutuþalým
kalbim dayanmaz diyorsan koluma gir
o aydýnlýk ülkeye yol alalým
bizi bekleyen birileri var mýdýr sahi?
ya da boþver, ne fark eder ki!
evvelce, belki demince
sert bir zemine tepeleme düþmüþ gibiydim
yanlýþ bir çizginin siyah beyaz filmine kahraman olan
-orman masallarýnda kendini kurt sanan þaþkýn kuzu-
nereden düþtüm bilmem ki uykuna
-sana diþlerimi deðil sözlerimi biledim
hadi þimdi rüyamýn inceliðine in
birlikte çitleri devirelim
bir olursak her þey kolaylaþýr
senin gözlerinin yükü üzerime dökülürse hafifler
benim sözlerim göz tokluðuna razý gelir
arayý buluruz iþte bir þekilde
baþým çatlýyor bazen, esasen
bu aðrý sana bile aðýr gelebilir
dayanýrým dersen yokluðumu beklemeni dilerim
ýssýzlýðýmý çek içine
o vakit mevsimler ant içmiþliðimize renk verir
kuþlar göçer sonra bahar gelir
bir yeþil miktarý çalýþýrýz sonra yine yaz gelir
ben hiç böbürlenmem severken
kibrim kursaðýma dar gelir
yak sigaraný sokul yanýma
üþürsen soluðum iliklerine kadar inebilir
palavra deðil inan
dizlerimde düðümler çözülür, ruhumun düðmeleri iliklenir
-aþktan aþýnmýþ sokaklarýný tanýr serseriliðim-
nefesim olur olmaz týkanýr
ama
duyar duymaz sesini, kalbini ýsýtmak için boy verir
hiddetlenirsek koy veririz
sere serpe daðýlýr, içleniriz
ah! dersen anlarým, olmadý susarým yine
ah! dersen içimde havalanýr o göðercin
dudaklarýný mimlercesine; olsa olsa içimden öpesim gelir
hafýzanýn girift koridorlarýnda gezinmeme müsaade et
bir tütsü ve iki mum yakmam için biraz zaman ver
yeniden hýrpalaman için anýmsatacaðým
gör bak!
gerekirse alnýný kazýyacaðým
eðer usturamýz söz’se
þiir bu! her þey serbest...
fulya/ocak2012