biz çocukken
yüreðimizin avlusunda
beyaz açan akasyalarýmýz vardý
yaþama tutunulan semanýn maviliðindeydi hikayeler(imiz)
büyüdük
baþýmýzý yorgunluðun efendisine yaslarken
bir masal sokaðýnýn kýrýþýk yollarýnda
kaldý seslerimiz
yüreðin girdaplarýnda
buz yüklü yaþlar akýtýrken
ne çok eskidik
farkýnda olmadan eskitirken eksildik kendimize
ahh!
þimdi
her yer heyula
dönüp dolaþýp gideceðimiz
martý sabahlý aydýnlýk kýyýlarýmýz da yok
ne çok yalnýzýz
ne çok yalnýz kaldýk
umutlarýmýz kan revan
kelepir düþlerde ýþýksýz g özler
heryanýmýz gri siyah
yüreðin bahar bekleyen kapýlarý þubat ayazýnda
çýkamadýk karanlýklardan
ne çok deðiþtik
biz demekten ne zaman vazgeçilip sen-ben olundu
yüzler
mütebessim deðil þimdi
hangi hesap kitap öðretti
bunca onarýlmayan
kin nefret güvensizliði
hangisi
biz küçükken
pencerelerimize kuþlar konardý
biz büyüdük
kaç bahardýr pencerelere kuþlar(da) konmuyor artýk...