MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

Eylül Güneşi
İrfan Yılmaz

Eylül Güneşi




I.
Mevlevi sedasýyla hür dünyaya haykýrsa,
Deprem olsa heceler, taþ kalplerde fay kýrsa!

Semazen döngüsünde Zümrüdüanka tüyü,
Yirmi yýldýr beklenen efsunlanmýþ teleðim,
Bir kez deðse elime bozulsa kara büyü;
Yoksa ben seni asla anlatamam meleðim!
Melek: Acýlý anne, ülke: Irak, düþ: Barýþ.
Özgürlüðe susamýþ topraðýnda her karýþ!

II.
Dualar zincirinin halkasýna eklenen,
Arþa açýlan eller ve sabýrla beklenen:

Çift kurban adaðýnda Hakk’tan dilenen bebek,
Her biri asýr olan yedi yýl sonra doðdu.
Anne pembe bir güldü, oðul beyaz kelebek.
Bebek, anne-babayý büyük sevince boðdu!
Ýlk gün kurban kesildi, daðýtýldý hediye,
Bahtý da kendi gibi çok güzel olsun diye.

Muskalarla karýþýk yedi nazar boncuðu,
Kem göz deðmesin diye dizildi beþiðine.
Kurþun bile döküldü belki korur çocuðu...
Besmele çekti baba geldikçe eþiðine.
Nur yüzlü dedesinden dualarý okundu.
Annenin gül dudaðý kelebeðe dokundu.

Kutlu bebek büyüdü, geldi yedi yaþýna.
Bir maçta fileleri havalandýran þutu,
Gördüðü günden sonra belâ oldu baþýna,
Rüyalarýna giren: Sihirli camlý kutu!
O fileler aklýna öylesine soktu ki...
Çocuk çok istese de, paralarý yoktu ki!

Üzgün çocuktu artýk isteði yasaklanan.
’Baþka çare yok! ’ diyen anne öne atýldý,
Bütün serveti olan, sekiz yýldýr saklanan;
Birkaç altýný ile, tek kuzusu satýldý!
Çocuðun rüyalarý sonunda gerçek oldu:
Ýki odalý eve renkli bir dünya doldu.

Anne-oðul beraber karþýsýna kuruldu,
Çocuk haksýz deðildi, ne büyülü ekrandý!
Anne diziyi sevdi, oðlu maça vuruldu.
Biricik oðlu sanki tahta çýkmýþ sultandý.
Bir tartýþma baþladý konu: Yeni nesildi.
Haberler okunurken anne dikkat kesildi:

Birleþmiþ Milletler’in, eðitim ve bilime,
Bakan kültür kurumu: ’ Ýki bin yedi yýlý:
Mevlana Yýlý! ’ dedi. ’ Demek artýk dilime,
Düþen isyaný duydu; senelerce tek kýlý,
Kýpýrdanmayan dünya harekete geçiyor:
Sevgi, barýþ, kardeþlik, hoþgörüyü seçiyor! ’

III.
Anne: ’ Koþ oðlum! dedi, deden tez gelsin beri;
Kendisi gelip duysun, izlesin bu haberi.’

Dedesine giderken kader aðýný ördü,
Çocuk yol kenarýndan kaldýrýma atlarken.
Baba biraz uzaktan kendi gözüyle gördü:
Bomba yüklü araba birden bire patlarken!
Onlarca beden sanki havada birer kuþtu,
Toz dumanýn içinde daðýlarak uçuþtu!

Çýlgýn gibi koþarken baba olay yerine,
Kaç kez ayaða kalktý, kaç kez yere yýkýldý!
Hançer gibi bir acý yüreðinden derine,
Ýnerken anlamadý kimden kime sýkýldý,
Uçuþan mermiler hep masumlara üþüþtü,
Üç kurþunla vurulan baba da yere düþtü!

Oðlu geciken anne patlamayý duymuþtu,
Dedeye koþtu hemen, çocuk yoktu meydanda.
Anne, içinden gelen endiþeye uymuþtu,
Hastaneye ulaþtý en kýsa bir zamanda.
Eþiyle karþýlaþtý, aðýr yaralanmýþtý,
Sessiz ecel kapýsý çoktan aralanmýþtý!

Þüphenin kýzýl koru yüreðinde erirken,
’ Oðlumuz...’ diyen anne, kalbini yangýn alan...
’ Görmedim! ’ dedi beyi son nefesi verirken,
On beþ yýllýk eþine, ilk kez söylenen yalan!
Anne ummana düþtü dünya artýk neyine,
Aðýtlar çift yakýldý, bir oðul bir bey’ine!

IV.
Felek bir yazý yazmýþ, mahþere dek silmiyor,
Mesken tutmuþ körduman baþýndan eksilmiyor!

Hüzün saltanat kurdu daha sonraki günler.
Kalbine çift’e hasret yerleþti yavaþ yavaþ.
Savaþýn yasasýydý ölümler ve sürgünler.
Ocaklarý söndüren yirmi yýl süren savaþ,
Elinin tersi ile nimetleri itmiþti.
Dedenin asil soyu yeryüzünde bitmiþti!

Yaslý gelinden baþka kimsesi kalmamýþtý.
Nasýl yanmasýn dede; oðul tek, torun tekti.
Ecel bir kez sarýlmýþ, bir daha salmamýþtý!
Dede ölene deðin iki þeyden çok çekti:
Canevinin içinde küllenmez kýzýl korun,
Hele hayalden göze perdelendikçe torun!

Izdýrabý gözünde sel olup çaðlamaktan,
Dedenin gözyaþlarý ne azaldý ne dindi.
Torun ve oðlu için devamlý aðlamaktan,
Üç ayda gözlerine dumanlý perde indi!
Ömür mevsimi artýk bahara dönmez kýþtý;
Yer demirdi, gök kurþun arasýnda sýkýþtý!

Elbet her ülke gibi, Irak da bir anneydi,
Melek yüzünü her gün gözyaþýyla yýkadý!
Takvim sayfalarýndan düþen bu zaman neydi?
Usulsüz mahkemede, ehliyetsiz bir kadý!
’ Adalet! ’ diyen sesin kesilmekti hissesi,
Dedenin aðýdýnda Irak’ýn kendi sesi:

V.
Geçmiþim fidye ister gelecek her seneden,
Her yýlým öncekinden beter deðilse neden?

Islak kirpiklerimin billûrunda saklýdýr,
Gözlerimden süzülür Dicle ve deli Fýrat.
Mutluluðun perisi ülkemde yasaklýdýr!
Köprülerim tutulmuþ her biri sanki sýrat.
Yýkýlan mabetlerde kýblemin yönü harap,
Alev gibi dökülür elime Þattülarap!

Reva görülen zulüm sizce neyin gereði,
Beþ bin yýllýk tarihin sil kalemden inkârý?
Zulüm olmuþ halkýna hükümdarýn ereði!
Kendi yurdunda esir mazlumlar kimin kârý?
Hýþýmlý bulut gibi baþa gelen þer belâ,
Kerkük semalarýnda, aðýt yakar Kerbela!

Ayaklarý zincirli, elleri kelepçede.
Kaç zalimin elinde çaresiz kaldýn halkým?
Sarin gazlý bombalar patlarken Halepçe’de!
Panzehir salkýmýndan esirgenen bir talkým.
Nifakýn sinsi eli dolaþýr usul usul,
’ Sýra bende mi? ’ diye tedirgin kalýr Musul.

Kanatlanan her umut vurulur gökyüzünde,
Hardal gazý kokuyor etraf toz-duman, yanýk.
Melek düþünde melek boðuluyor hüzünde.
Hem suçludur hem güçlü maðdur rolünde sanýk.
Mizan isyanda bugün þer konmuþ kefe aðýr,
Diller suskun, gözler kör, kulaklar duymaz saðýr!
Selahaddin Eyyubi! ... Sen bana O’nu çaðýr!

VI.
Bin iki yüz yedide Horasan’dan Hayfa’ya,
Bir Güneþ doðmuþ derler, nur iniyor sayfaya!

Babasý Bahâeddin, Ulemanýn Sultaný.
Anne: Belh Emiri’nin kýzý Mümine Hatun.
Otuz Eylül gününün, bambaþka olur taný,
Kenarlarý nur ile sýrmalanan bulutun,
Müjdesini dünyanýn sisli ufkuna asan,
Hoþgörü Güneþi’nin doðduðu yer: Horasan.

Geçtiði kutlu yerler: Ýlk duraðý Niþabur.
Kutsal topraklar için Baðdat’a yol alýrken,
Saygýyla geçit verir Fýrat koynunda Habur!
Hacý olur Kâ’be’de nur içinde kalýrken,
Mekke’den, Þam’a derken; Erzincan, Konya yolu,
Mevlana’ya açýlýr, son durak Anadolu!

Ey, ’ Hamdým, piþtim, yandým.’ diyen! Kalplerde yerin,
Ne Þems-i Tebrizî’nin simasýnda gördüðün,
Mutlak kemâlin nuru kaybolur ne eserin.
Þeb-i Arûs bir nevi gelin gecesi, düðün!
Son vedanýn hüznünde þeyh Sadreddin Konevî,
Mirasýndýr Divan-ý Kebir ile Mesnevi...

Mevlana! Hiçbir þeyi inkâr etmeyen biri,
Zulmette kalanlara rehber, rahmani seda!
Sevgiden söz etmeyi öðreten bir aþk piri.
Akýl, ruh ve sevginin üçgenindeki feda.
Hakk’a gönlünü verip benliðini kaldýran,
Gönüllere sevgiyi, hoþgörüyü aldýran!
........
Þair, yeter yanmasýn daha fazla þu baðýr!
Tomurcuðu açmadan gül solar gülþenimde.
Eylülün son güneþi Mevlana’yý tez çaðýr!
Yýllar var ki esirim ben kendi bedenimde.
O’nu çaðýr! Göðsüme övüncün armasýný,
Vicdanlara hoþgörü barýþ haykýrmasýný,
Ýpek gönül tülünün ibriþim sýrmasýný! ...

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.