Bilinci açýk bir þiire söylendim dün gece
yoðun bakýmda kaldýðýný unutarak hikâyesinin
kývrandýðý sancý, güne düþen ölümlü kavþak
kaleme baðlý öylece dinledi beni
minik pýrýltýsýndan güç alarak pervazdan giren kentin
yorganýný çatýlara örten yorgunluðunda
birkaç taze kadýn isine bürünen gerçeðiyle
yalnýzlýðýn biçimsiz þeddesinin
-üç beþ bayat erkek narasýydý
çýðlýðýndan düþen yaprak-
‘þafaðý sökük olur’ derdi bakýmsýz bakýþmalarýn
kuþlar iplik tutmanýn öneminden habersiz
daðlarýn göðsünde övünçle çýrpýnan bir yavru güneþ
ötesinde kimliði kayýp anne gökyüzü
oysa dermaný vardýr eski iðnelerin bile
teyeli maviye erdirmeye
kýrýlýr sözün kozasýndan sarkan hayat
imleci boðazýmda iki nokta üst üste:
kýyamet adressiz bir istikamet.
sessizce dinledi, nefessiz, kýrgýn
babasýz çocuklarýn düþtüðü yeryüzüne öfkelenerek
gönlünden kopan sadakayla vurdu dili:
‘ölüm bir elmanýn merkezidir sevgilim
yaþanasý þiirlerin kurtlandýðý’
içini vesveseyle dolduran dizelerin
musluklarýna uymayan cuntalarýnda açtý sardunyam
sordum gençliði parmakla tartan bakýþýma
göz yaþýnýn kaç olduðunu…
usulca kalktýlar ömrümden cevapsýz
oysa aþk bir delinin güncesi
okumak derdine düþtüðümüz
söylendim dün gece açýk bir þiire bilinçsiz
kenevire koktu oda, her þey, i mge
dumanlý yastýða gömüldü kafa kaðýdým
çýðlýðým kanattý sözcükleri asýl
aþk çok korkusuzdu!