"hayat adalettir" denilmiþti eski bir haziran müjdecisi takvim yapraðýnda.
her þey bunu anlamakla baþladý ve bitti.
/
aðýr bir yaz geçiyordu
mevsim çok kurakdý inan
hiç de felsefe yapýcak halim yoktu
ama dilimden boþalýp gitti kelimeler
ortam müsaitti ama
ramanzanda alkolsüz sarhoþluk iyiydi
aklýmca günahsýzdýk alayýmýz
ya da öyle sanýyorduk
hatýrlamýyorum
baþlandý söze;
- mutlu olmak istediðin kiþi
sana somut bir katký vermeden
soyut bir varlýðýnla
tüm varlýðýný
kökünden satýn alabiliyorsa
hemde hiç para vermeden
hakketen aþýksýn -
denilmiþti
sonra sözden kesildi erbap
herkez vurmuþtu kendini geceye
o vakitten gayrý anlaþýlmaz üçgenlerdeyiz doðrusu,
kimi zaman kaderin
kimi zaman fahiþelerin
ama üçgendeyiz,
anlaþýlmaz üçgen,
...
çok zamanlar geçti,
tekrar söze durdu birileri,
- günahlarýný aklýna getir,
sonra yaþadýklarýný
eðer adamsan
terazi tutar birbirini -
denildi,
yine kafalar güzeldi
bunu anlamakda çok aðaçlar kestirdi
(þu bizim takvim yapraklarý hikayesi)
...
sonra yapraklar azaldý,
elimiz titreyerek koparýyoruz
baktýk ki olmucak böyle
yavaþlattýk zamaný
anladýk olayý
karþýlýklý anlaþtýk,
ben onu anladým o beni...
tek sorun vardý,
takvim yapraklarý tükendi,
nice yýllarýmýzda bitti nice umutlarýmýzda
ama sonuçta anladýk olup biteni
...
Hüseyin Özkaymak