Gül mevsiminde eksildim ben
ah! Ne çok eksildim…
Ay yüzünü temmuza döndüðünde
parktaki bir bankýn üzerinde yaðmur altýnda
bir gece yarýsý kaskatý yalnýzlýðýn orta yerinde
ya da tan yeri aðarýp güneþin açmasýný beklerken
kâbusa açýlan pencerenin ardýnda
bakýþlarýmda boynu bükük oturan çocuðun
gözlerinde bulurum kendimi saðanak saðanak…
Çoðalan her ayak sesiyle gürültülü bir yalnýzlýðýn içinde
kendimle yaslý, hayalinle hemhal
sözcüklerden akan yaþlarla boðulur öksüzlüðünüm…
Sevemedim senden sonra,
takvimlerde açan temmuz güllerini
sahi mutlu musun, ruhun þad mý
Cennet mekânýnda
orada da vakit gül mevsimi mi þimdi
pürüzsüz ve yumuþak gül yapraklarýna benzer mi sabahlar
iðdelerin, ýhlamurlarýn güneþ çarptýkça parlayan yapraklarý
baygýn rayihasýyla sarýp çiçeklerini koyunlarýna
dans eder mi rüzgârýn ritmiyle dallarýnda…
Kucaðýnda hevenk hevenk beyaz güller
bakýþlarýna doldurduðun gülümsemenle
düþüme geldin dün gece
öyle çoðaldým, öyle çok çoðaldým ki
Sessizdi gökyüzü mutluydun cennetinde
dudaðýmda kýrýk bir tebessüm
yaslý yaslý gülümsedik barýþtýk gül mevsimiyle…