kuþlarda yalan söyler mi ?
‘söylemez’ dediðini duyar gibi oldum
haklýsýn, yalan söylemek için kuþlar çok küçük
uzayacak burunlarý bile yok baksana anne
dilimdeki serçeler anne, gagalarý dudaklarýmý kanatýyor
en iyi bildiðim þey konuþmaktý oysa
þimdilerde diþlerimin menteþeleri gýcýrdýyor
suskularýn edepsizliðinden kendime de pay biçiyorum
düþlerim tutsaklýða ramak arasý buzul anne
kozalaklar diyordun hani
kýþ çetin geçecek sanmýþtýn
gel gör ki iliklerimde fesleðenler geziyor
mayýs geldi baharla, bahar mayýsla geldi anne
mis kokun gibi, içime çekiyorum daðlarca çiðdemleri
yaþamak reyhan kokusuyla koynumda
bahar gibi, çokça gül izi
anne ben artýk ölmüyorum
yaþamayý öðrendim yokluðunda
dediðin kadar asýlmadýðýmdanmýþ tatsýzlýðým
ve bulanýk sularýn üzerinden özenle atlamalarýmdanmýþ
kanayan diz kapaklarým
kaným bile berrakmýþ
annenin sana verdiði öðütler kadar dilime dolayamamýþým sözlerini
ama artýk ýskalamýyorum hedefleri
benimle gurur duyasýn diye
bir içimlik gözlerinde, bir tutam bahar sevinci
-bir tutam parýltý anne, bir tutam parýltý için-
sen iste saçlarýmdan yýldýzlara varana dek önüne sereyim anne
þaþkýn, biraz taþkýn günler kovaladým sen yokken
aslýnda sen hep vardýn
en içimde taptaze bir erguvandýn
iyiliðini bulaþtýrdýðýn herkes kadar
bak iþte ben de arýndým
ahh benim ebrar ruhlu kadýným
þimdi desen ki; ‘kýzým bu kaçýncý diriliþin?’
bir kum tanesiyim anne
koskoca bir çölde
merhametin bana su gibi; þifa niyetine
duan; uçuþan perdelerin getirdiði serinlik gibi
sen rüzgarsýn anne kuru tenimin iklimine
bugünün ve her günün kutlu olsun anne…
fulya/mayýs2011